Açlık sınırı altında ücret insan hakları ihlalidir! |
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)’in Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işveren tarafını temsil eden TİSK temsilcilerinden “…ellerini taşın altına koymalarını beklediğini” söylemiş. Oysa çok iyi bildiği gibi Komisyon’da asgari ücret, hükümetin -yine işverenlerin taleplerine göre- hazırlamış olduğu Orta Vadeli Program (OVP)’a sadık kalınarak belirleniyor. Anlaşılan o ki OVP’ye sadık kalındığı taktirde asgari ücretin açlık sınırının hayli altında kalacak olmasına karşı toplumda oluşan tepkiler Erdoğan’ı rahatsız etmiş ve ücretlerin bir miktar daha yükseltilmesi -ya da böyle bir algı oluşması- için müdahale gereği duymuş.
Erdoğan’ın TİSK’e çağrısının belirlenecek asgari ücrete etkisinin ne kadar olacağını bilemeyiz ama asgari ücretin Türk İş’in Kasım ayı verilerine göre hazırladığı açlık sınırı olan 29 bin 828 TL’ye ulaşmayacağını söyleyebiliriz. Kaldı ki 2026 yılı için asgari ücret bu rakamı aşsa -ya da TÜİK “rakamlara takla attırma” becerisini daha da geliştirip Aralık ayında enflasyonu negatif gösterse- bile Ocak ayında iğneden ipliğe tüm ürünler üzerinden alınacak vergilerden elektriğe, doğalgaza kadar her şeye yapılacak zamlarla önümüzdeki yıl da bu yıl olduğu gibi, asgari ücret ile açlık sınırı arasındaki makasın her geçen ay daha da artacağı aşikârdır.
Bir ülkede asgari ücret, emekçilerin yarıdan fazlasının yaşamını sürdüreceği gelir haline gelmişse ve o gelir karın doyurmaya bile yetmiyorsa bu durum sadece emek sömürüsü olarak değil aynı zamanda bir ‘insan hakları ihlali’ olarak da değerlendirilmelidir.
Temel........