Hak gaspının yeni yolu: Arabuluculuk
Memleketin dört bir yanında fabrikaların, atölyelerin, depoların kapısından içeri giren her işçi, aslında aynı hikâyeyi taşıyor omuzlarında. Adı farklı olsa da yaşanan aynı: alın teri, geç gelen maaşlar, eksik yatan mesailer, kaybolan yıllar ve nihayetinde karşılarına dikilen o meşhur “arabulucu” masası… İnsanın içini burkan, romansı bir hüzün var bu masada. Bir yanıyla bir hayatın, bir emeğin bütün izlerini taşıyor; öte yanıyla hakların usul usul masadan eksildiğini.
Eskiden işçinin hakkı mahkemede aranırdı. Şimdi kapıya bir tabela asıldı: “Arabulucuya gittin mi?” Devletin zorunlu kıldığı bu yeni düzen, kağıt üzerinde uzlaşma; gerçekte patronun zırhı oldu. Çünkü masaya oturulmadan önce bile herkes bilir: kimin sözü daha gür çıkar, kimin avukatı daha kuvvetlidir, kimin masası daha yüksekten bakar.
Patronlar maaşları aylarca geciktiriyor, fazla mesaileri görmezden geliyor, yılların kıdemini bir çırpıda yok sayıyor. Sonra da işçiyi alıp arabulucu masasına getiriyorlar. Sözde “uzlaşma”, gerçekte “zorunlu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel