Büyük dönüşümde şiddetsiz toplum
Homo Sapiens toplum olduğundan beri paradoksal olarak bir yandan şiddete ihtiyaç duyarken, diğer taraftan şiddeti kontrol altına almak için çabaladı. Bu ikilem, özgürlük ve güvenlik sarkacı biçiminde hala sürmektedir. Özgürlük ve güvenliğin, savaşın ve barışın dengesiz tarihine rağmen, şiddetsiz toplum beklentisi hala tüm zamanların en büyük ütopyasıdır.
Bir kez daha şiddetsiz toplumlara gitmenin eşiğindeyiz. Kürt meselesi, Filistin sorunu, hakeza Suriye ve Ukrayna’da ete kemiğe bürünememiş barış platformları konuşuluyor. Ancak toplumlar uygarlığı yakından tanıyor, dünyanın uygarlaşmadığını veya uygarlığın savunmasız insanlar için ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. İki yüzlü dünyada barışların nasıl yapıldığına defalarca tanıklık ettik. İşte Gazze…Moloz yığınına dönmüş, Suriye yerle bir olmuş, Ukrayna hakeza öyle… Kürt coğrafyası yıllardır baskı, şiddet ve zulüm altında.
Yine de toplumlar umutlanmak istiyor, çünkü elde fazla bir seçenek yok. Sol siyaset, güçlü toplum, savaş karşıtlığı vs. bugün dünyada çok zayıf. Demokrasinin beyin ölümü gerçekleşmek üzere. Böylesi bir konjonktürde dünyada barışın konuşulması hepimize tuhaf geliyor.
Kürt barışı kapıda duran barışlardan biri. Herkes temkinli bir iyimserlikle barışa yaklaşıyor. Ne barışlar geldi kapımıza; ve hemen sonrasında gelen gencecik cansız bedenleri kimse unutmuş değil.
Artık öyle........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein