menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

VEFATININ 100. YILINDA HACI ZEYNALABİDİN TAĞIYEV

10 0
10.01.2025

Berkan Sözer ağabeyin Ziya Gökalp hakkında konuşmasını dinlerken “Büyük Adam” tanımı dikkatimi çekmişti. Ağabey, büyük adamı “Kendisi yaşadığı için artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı adamlar” diye tarif etmişti. Bu büyük adamları bazen fikirleriyle, bazen de yaptığı kahramanlık ve cesaretleriyle hatırlıyoruz. Azerbaycan’da bu tanıma uyan öyle birisi var ki kendisi ne bir fikir adamıdır ne de bir eylem insanıdır. Ancak buna rağmen yaptıklarıyla aynı zaman bunların tamamıdır. Bu kişi, Azerbaycan hayırseveri ve petrol milyoneri Hacı Zeynalabidin Tağıyev’dir.

Hacı Zeynalabidin Tağıyev, 1838 yılında Bakü’de fakir bir kunduracının çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi, çocuk yaşta vefat edince iki çocukla dul kalan babası ikinci bir hanımla evlendi. Bu evlilikten de beş çocuğu oldu.

Zeynalabidin’in babası, onu bir kunduracı olarak görmek istese de o, inşaata yöneldi ve bir ustanın yanında çıraklığa başladı. Böylece birkaç yıl içinde inşaat ustalığını iyi bir şekilde öğrendi. Eline geçen paraları ticarî zekâsıyla daha da çoğaltan Tağıyev, yatırımlara yöneldi. Bu yatırımları sayesinde 1872 yılında “Hacı Zeynalabidin” şirketini kurdu. Daha sonra beş ortakla birlikte Bakü’den toprak alarak petrol arama işine girişti. Beş yıllık mücadelenin ardından petrol bulamayınca ortakları, paylarını Zeynalabidin’e devredip bu işten çekildiler. Ancak Tağıyev vazgeçmedi. Bir yıl sonra bunun mükafatını da gördü. Zira aramalar sonuç vermiş ve petrol bulunmuştu. Artık Hacı Zeynalabidin Tağıyev, Azerbaycan’ın petrol sanayicisi ve milyoneriydi. Tağıyev, petrolü çıkarmakla yetinmeyerek bunun işlenmesi için fabrikalar ve Bakü’den Batum’a taşınması için de nakliye şirketi kurdu. Böylece Tağıyev, artan servetiyle bir dönem Rockefeller ile yarışacak güce ulaştı.

Tağıyev, Rusya’nın Azerbaycan’ı sadece mal tedarikçisi olarak gördüğünü fark edip bunun önüne geçmek için yerli üretim alanlarına yöneldi. O zamana kadar tekstil ve balıkçılık gibi alanlarda Azerbaycan’dan alınan mallar Rusya’da işleniyordu. Ancak Tağıyev bunu değiştirerek Azerbaycan’da tekstil ve balık fabrikaları açtı. Bu fabrikaların hammaddelerinin tamamı da Azerbaycan’dan sağlandı. Bu durum, büyük bir istihdam ve refahı beraberinde getirdi. Tüm bunların yanında, Azerbaycan üzerinden rahat bir şekilde para kazanan yabancı bankaların varlığından rahatsız olan Tağıyev, kendi bankasını kurdu.

Hacı Zeynalabidin Tağıyev, çok büyük bir hayırsever olarak tanınır. Servetinin önemli bir kısmını hayır işlerine harcardı. O dönemde kurulan birçok hayır derneğinde Tağıyev’in imzası vardı. Bunlar arasında Müslüman Hayriye Cemiyeti, Neşr ve Maarif Cemiyeti, Nicat Maarif Cemiyeti dikkat çeker. Özellikle Müslüman Hayriye Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu Türklüğüne her türlü gizli ve açık yardımı göstermiştir. Tağıyev’in yardımları sadece yakın coğrafya ile sınırlı kalmamış, Balkanlar’dan Pakistan’a kadar geniş bir İslam dünyasını kucaklamıştır. Pakistan’daki salgın hastalıkla dolayı yüz binden fazla kişinin öldüğünü duyan Tağıyev, bizzat kendi şahsi hesabından üç yüz binden fazla aşı tedarik ederek Pakistan’a gönderdi.

Bakü’nün ihya edilmesinde de büyük katkı sağlayan Tağıyev, özellikle bugün bile Bakü halkının kullandığı şollar suyunu şehre getirenlerin de başında yer almaktadır. Kısaca, o dönemde insanî, millî ve manevî tüm atılımların arkasında Tağıyev’in imzası vardır.

Hacı Zeynalabidin Tağıyev ile aynı dönemde yaşayan ve hatta ondan daha zengin hayırseverler de vardı ancak hiçbiri Tağıyev’in yaptıklarına yetişemiyordu. Zeynalabidin’i diğerlerinden ayıran bir diğer husus ise millî meselelere olan hassasiyetiydi. Tağıyev, var olmanın yegâne yolunun millî mefkûreye bağlı olmaktan geçtiğinin farkındaydı. Bu yüzden tüm gücünü milletinde mefkûre şuurunu yerleştirmeye adamıştı. Onun yaşadığı dönemde millî mefkûre ve şuuru oluşturmanın üç ayağı vardı; basın, eğitim ve tiyatro. Azerbaycan’daki bu üç ayağın sponsoru Hacı Zeynalabidin Tağıyev’dir.

En sondan başlayacak olursak, Azerbaycan’da millî tiyatronun temeli 1873 yılında sahnelenen M. F. Ahundov’un “Hacı Kara” oyunuyla atılsa da millî tiyatro eserlerinin sergileneceği sahne konusunda sorunlar yaşanıyordu. Bunu fark eden Tağıyev, bir zamanlar tahıl ambarı olarak........

© Yeni Ufuk Dergisi