​Kutadgu Bilig ve Hz. Ali/Ehl-i Beyt

A'yân-ı Âl-i Ahmed'e gerdun cefâ kılup Eşrâf-ı Ehl-i Beyt'e revâ gördi mâtemi (Fuzuli)

Kutadgu Bilig Türklerin İslam’ı kabulleri akabinde ortaya çıkan toplum-devlet-şehir bağlamında özellikle ilk ikisi noktasında son derece önemli bir medeniyet kaynağıdır. Bu eser dâhilinde Türklerin kadim kültürlerine dair pek çok husus gibi İslamî dönemde hayatlarına girer meselelere hakkında da pek çok malumat bu eserden öğrenilmektedir. Bu meyanda Yusuf Has Hacip Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e dair de bir takım bilgiler de vermektedir.

On sikiz ming âlemga server bolgan Muhammed Otuz üç ming ashâbga rehber bolgan Muhammed (Ahmet Yesevî)

Odgurmuş devlet hizmetine girmeyi kabul ettikten sonra Öğdilmiş ona bazı bilgileri aktarır. Bu meyanda halk ile münasebetler cümlesinden avamla, Ali evladı/ehl-i beytle, âlimlerle, tabiplerle, efsuncularla, rüya tabircileri, müneccimler, şairler, çiftçiler, satıcılar, hayvan yetiştirenlerle, zanaat erbabıyla, fakirlerle irtibat cümlesinden olarak Hz. Ali ve evladı ile münasebetlere temas eder. Buradan anlaşılacağı üzere 11. Asır Türkistan’ında görülen o ki Müslüman Türkler için Muhammedî çerçevede ehl-i beyt ve Hz. Ali değerlidir. Bu manada onlarla münasebetin buraya konulmuş olması Türkler’deki ehl-i beyt sevgisinin mazisi hakkında da dikkat çekici bir bilgi verir. Türklerin daha İran sahasına girmedikleri Kaşgar’da yazılan bir eserde Ali evladından bahsedilmesi meselenin bu sevginin şia merkeziyle alakası olmadığını gösterdiği gibi daha önemlisi konunun siyasi olmaktan ziyade dini bir hamiyet taşıdığını göstermektedir. Kanaatimizce Türkler İslamiyet’i Sultan Alparslan’ın ifadesiyle temiz bir imanla benimsedikleri için bu manada İslam’da dair değerleri de kendi mecraında kabullenmişlerdir.

Yusuf Has Hacib verdiği bilgiler cümlesinden olarak öncelikle Hz. Ali’den bahsederken Dört sahabenin mehdini........

© Yeni Söz