Türkiye'de İslam'ın geleceği tehlikede: Türkiye’nin bağımsızlık ve yol haritası sorunu 

Türkiye, iki asır önce, bir modernleşme tecrübesi yaşamaya sürüklendi: Osmanlı’daki modernleşme tecrübesi, Cumhuriyet’le birlikte “muasır medeniyetler seviyesi”ne çıkma hedefi ile belirlenen sığ bir Batılılaşma, kaskatı bir laikleşme dayatmasına dönüştü. Aslında ortada gerçek bir Batılılaşma tecrübesi olmadı hiçbir zaman. Yaşadığımız şey simülatif (sağ, sahte ve yüzeysel) bir Batılılaşma biçimiydi.

Bu projenin asıl hedefi, bizi İslâm’dan uzaklaştırmaktı. Türkiye, Batılılaşınca İslâmî yönünü ve yörüngesini yitirip yeni bir yöne ve yörüngeye kavuşmuş olmadı. Raydan çıkmış oldu. Benimsenin bir yönün ve yörüngenin gerçekten bir toplumun yönüne ve yörüngesine dönüşmesinin en temel, olmazsa olmaz tabiî şartı, ruhunun olması, ruh sunabilecek kadar asil bir fikir, oluş ve varoluş çilesi, mücadelesi üzerine bina ediliyor olmasıdır.

Türkiye’de böyle olmadı: Savaş verildi ama savaştan sonra bizim dünyamız yıkıldı, başka bir dünya da kurulamadı, laik rejimin teorisyen öncülerinden kadro hareketi’nin babası Şevket Süreyya Aydemir’in yerinde tarifiyle!


İSTİKLAL SAVAŞI’NI NİÇİN VERDİK BİZ?

Kime karşı İstiklal savaşı verdik biz? İlk bakışta, emperyalistlerin topraklarımızı işgal etmelerine izin vermemekti savaş. Savaştık. Emperyalistleri defettik.

Emperyalistleri defettik defetmesine ama emperyalistlere rahmet okutacak büyük kültürel cinayetlere imza atmaktan çekinmedik. Emperyalistlerle savaştık ama savaşı kazandıktan sonra içerde emperyalistlere rahmet okutacak başka bir savaş verildiğine tanık olduk bu toplumun tarihî tecrübesine, medeniyet birikimine, kültürel dinamiklerine, kısacası ruhuna karşı!

Biz dışarıda düşmanları yendik ama içeride birileri düşmanlarımıza rahmet okutacak kadar bizi yere serdi, bu ülkenin has insanını ipe gönderdi, insanlığın önünü açacak engin, derinlikli ve asırların çilesiyle oluşturulan kültürünü inkâr etti, gelecek nesilleri kültürel intiharın eşiğine sürükleyecek bir kültürel soykırım gerçekleştirdi: Bu toplumun ruh kökleri kurutuldu, değerleri unutturuldu, dili, tarihi hadım edildi, hepimizin üzerinde “yapıştırma bıyık” gibi duran posası çıkmış bir Batı kültürü, değerleri aşılandı........

© Yeni Şafak