menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İki ekonominin hissettirdikleri

16 0
yesterday

Ekim ayında Texas’ta idim malum. Katıldığım Kuzey Amerika İslami Finans Konferansından bahsetmiştim o zaman.

Yurtdışı tecrübelerimle birleşen bu seyahat, peşimi bırakmayan bir düşünce doğurdu zihnimde. Kurtulmak istediğimden yazmaya karar verdim. Sanki başkasına geçirirsem aklımdan çıkar da yeni düşüncelere biraz daha yer açabilirim gibi geliyor.

Mevzu ekonomik hissiyat. Tam ifadesiyle Amerika’nın verdiği ekonomik hissiyat ile Türkiye’nin verdiği ekonomik hissiyatın farkı…

Amerika şöyle hissettiriyor; ya ben zengin olurum ya benim çocuğum olur, olamazsak onun çocuğu mutlaka olur.

Zengin olup olmamak ihtirası değil mesele. O yüzden bu yazdıklarım çiğ yorumlara kapalı şimdiden söyleyeyim.

Bu hissiyatın esas gerekçeleri üzerinde durmak istiyorum.

Ama önce Türk ekonomisinin verdiği his üzerine düşünmenizi istiyorum.

Türkiye’nin üzerinde sanki kara bir bulut gibi; ya ben fakir düşerim, ya çocuğum, olmazsa onun çocuğu mutlaka düşer, hissi dolaşıyor.

Bu dezavantajlı görünen ikilik meseleyi önemli kılıyor. Hem kendimizi onarmak hem de tanımak için bir zemin oluşturuyor.


KUŞAKLARARASI DUYGU HARİTASI

Amerika’nın verdiği hisse kuşaklararası iyimserlik (intergenerational optimism) deniyor. Z kuşağı tartışması neredeyse........

© Yeni Şafak