İsrail tehdidine karşı birlik zarureti: Kiminle, nasıl?

Lübnan’ı işgal girişimiyle birlikte yeni bir aşamaya geçmiş olan İsrail’in gözü dönmüş bir saldırganlıkla giriştiği eylemler giderek kendisi açısından da durulması zor bir hız almış durumda. Hani derler ya, istese de bu saatten sonra kendi kendine duramaz. Kendi kontrolünü kaybetmiş durumda ve

durması termodinamik kurallarının işletilmesini gerektiriyor, yani dışarıdan bir kuvvet uygulanması gerekiyor artık. Sahip olduğu silahlı gücün kendine verdiği herhangi bir avantajı kullanmaktan geri durmuyor.

Bu onun sorumlu bir devlet olarak zaten hiçbir şekilde kendisine güvenilmeyeceğini yeterince gösteriyor. Yıllardır İran’ın nükleer silah programı konusunda öne sürülen gerekçeleri hatırlayalım. Bu silaha sahip olmanın bütün dünya barışı için en büyük tehdidi oluşturmak konusunda İsrail’in çok daha yakın ve gerçek bir ihtimal oluşturduğu çok açık. Nitekim Gazze’de hiçbir ağır silah bulunmadığı halde bütün halkı hedef alacak şekilde, Gazze’yi haritadan silecek şekilde nükleer silahı kullanmaktan bahsetti.

İsrail sadece Gazzeliler için değil, bütün insanlık için bir tehdittir.

Bugün bütün dünyanın öncelikli olarak uyanması gereken tehlike İsrail tehlikesidir.

İsrail’i var etmiş olan dünya düzeni de bu açıdan değerlendirilmeli artık.

İsrail’i ta 1. Dünya Savaşı esnasında kurmayı planlayan

Balfour Deklarasyonuna ve ardından kurulan dünya düzenine kimin hangi rolle dahil olduğuna da bu gözle yeniden bakmak gerekiyor.

Tehdit elbette İsrail’in bizzat kendisinden değil, o düzeni kuran ve hala ayakta tutanlardan geliyor.

İsrail’in Hizbullah’ın bütün lider tabakasını, ardından da lideri Hasan Nasrallah’ı bertaraf etmesi üzerine İran’ın bu denklem içindeki yeri üzerinde tekrar düşünülmesi mukadder. Ama tabii ki, asıl tehdit ve tehlike İsrail iken onun bir eylemine hedef olmuş olan Hizbullah, İran ve

Nasrallah üzerine söylenenler anlaşılmakla birlikte hem üzücü hem de kafa karıştırıcı.

Doğrusu Nasrallah liderliğindeki Hizbullah’ın uzun süredir sicillerini İsrail karşısındaki performanslarından ziyade Irak ve Suriye içindeki Müslümanlara karşı doldurmuş........

© Yeni Şafak