D. Mehmet Doğan ve “Batılılaşma İhaneti” |
Bir sene önce Dâr-ı Bekâya göçen D. Mehmet Doğan için Ankara’da üç gün sürecek bir “Milletlerarası Bilgi Şöleni” düzenleniyor. D. Mehmet Doğan Araştırma Merkezi, Memur-Sen, Eğitim Bir-Sen ve Ankara Valiliğinin organizasyonuyla gerçekleşen Bilgi Şöleni’ne bilhassa Türk Dünyasından çok sayıda katılımcı var. “Bilgi Şöleni” deyimi ise tam Doğan’ın Türkçe hassasiyetlerine uygun olarak Sempozyumu karşılığı olarak ifade ediliyor. Türkiye’de dil ve kültür üzerine düşünenlerin zihinlerinde güçlü manaları çağrıştıran çalışmalarıyla ömrü, Türkçenin değerini hatırlatmaya, milletin hafızasını diri tutmaya, kültürün sarsılan temellerini yeniden kuvvetlendirmeye adanmış uzun bir yaşam hikâyesidir Doğan’ın.
Tam bir yıl olmuş göçüp gideli. Bir yıl öncesine kadar Türkiye’de konuşulanlara katılıyor, tartışmalara katkıda bulunuyor ve kendisiyle ilgili herhangi bir soruya bizzat kendisi cevap verebiliyordu. Sadece bir yıl sonra artık tamamlanmış bir hikâyeye bakarak, tamamlanmış metnini okumaya çalışarak onu anlamaya çalışıyoruz.
Sadece bu boyutu bile D. Mehmet Doğan’ı anlama deneyimini yeterince heyecanlı kılıyor. Metni tamamlanmış ama kimin için, nasıl? İlk eserini yayınlayalı tam 50 yıl geçmiş. Batılılaşma İhaneti bir devrin muhasebesi ve aslında aydınlanmasının önünü açan çok önemli bir metin. Kendisi daha 28 yaşındayken yayınladığı bu metin son yüzyıllık tarihimizi bize unutturmaya, gözden kaçırmaya çalışanlara karşı önemli bir direniş, belki bir keşif metni. Beraberinde yeni bir neslin inkişafını getirecek bir keşif. Metin, yazıldığı esnada emsalsiz ve müteammiden bir karartma yapılmış bir döneme cesaretle ışık tutuyor. Cüretkarca bulunacak bu aydınlatma dolayısıyla hayatı boyunca Türkiye’de bir münevvere yaraşır bir konumun imtiyazını sağlayacaktır.
BATILI OLMAYANIN BATILILAŞMASI NASIL MÜMKÜN OLACAKTIR?
Batılılaşma son iki yüzyıllık tarihimizin önemli akımlarından, değişim istikametlerinden biri. Batılı olmayanın Batılılaşması nasıl mümkün olacaktır? Ontolojik olarak ilk akıl yürütmede mümkün görülmeyecek böyle bir siyasetin, böyle bir iradenin kendinden vazgeçmekten başka ne anlamı olabilir? Batılılaşma uğruna kendinden vazgeçtiğinde Batılı olunabiliyor muymuş? Hele bir de yıllarca Haçlı diyerek savaşmışsanız,........