menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Beklenen söz adına: Bülent Akyürek’ten “Satılık Adam” ve “Geriye Doğru İleri”

35 1
22.12.2025

“İnsan; kendisini ilgilendirmeyen tek şeye yani geleceğe kafayı takarak şimdiyi kaybeder ve yıllar geçip sarı yapraklar gibi uçuştuğunda bu kez yine şimdiyi yaşamak yerine geçmişi düşünüp kendinden kaçar, çünkü şimdi denen zaman dilimi sadece cennette ikram edilecektir. Cennet; sonsuzluk içindeki en sonsuz şimdidir. Şeytan; kıllı parmakları ve uzun kirli tırnaklarıyla Hz. Adem’e bir adım sonrasını, geleceği göstererek kandırdı. Artık hepimiz kaybettiğimiz şimdiyi arıyoruz, şeytan arkamızdan gülerken...

Ruhumuz bir köpek gibi kemiklerimizi toprağa gömüp gider. Ruh gider çünkü altının kıymetini sarraf bilir. Bedenin bir kıymeti olsaydı onu dünyaya terk edip gitmezdik. Ruh çekip gittiğinde bedenimiz gübreye dönüşür; o büyük aklımız, icatçı beynimiz, eserlerimizi üreten muhteşem ellerimiz ya böceklerin ya da bitkilerin yiyeceği olur. Bu döngünün farkında olanlar yaşantılarına anlam yüklemeye çalışırlar. Hayattayken ölümü yenmenin tek yolu vardır, yaşarken ölmek! Toprağa gübre olacak bedenimizi değil bizi ahiretteki cennete taşıyacak olan ruhumuzu doyurabildiğimizde, belki o zaman dünya çekilebilir güzel bir zindana dönüşebilir.”

14 yıllık bir suskunluğun ardından mübalağasız edebiyat dünyamıza yepyeni bir soluk getirecek, devrim sayılacak iki müstesna eseriyle bomba tesirli bir dönüş yaptı Bülent Akyürek.

14 yıllık suskunluk diyorsak, sesini biz duymadığımız için. Yoksa ortaya koyduğu iki eserden de anlıyoruz ki bizden uzak olduğu dünyasında da o hiç durmamış, susmamış, konuşmuş, düşünmüş, hissetmiş, yaşamış ve gördüklerini, duyduklarını, idrak ettiklerini yazıya dökmüş. Yaşadıklarını sadece kendine yaşamamış, gördüklerini kendine saklamamış, sadece kendini izleyip kendini gözlemlememiş, yaşadığımız dünyayı da gözlemlemiş ve kendine özgü bir yolla dile getirmiş.

“Satılık Adam” bir roman, “Geriye Doğru İleri” ise kendi üslubuyla bir deneme kitabı, ama her ikisi de şiir tadında, kendine özgü üslubuyla. Edebi türlerin kendine özgü kuralları formatları vardır, ama çığır açıcı eserler ortaya........

© Yeni Şafak