Siyasetin özgürleşmesi: DEM’in sorumluluğu

Yaklaşık bir senedir gündemimizde olan Terörsüz Türkiye süreci genel itibarıyla olası kazanımları üzerinden ele alınmaktadır. Sürecin Türkiye ayağı başarıya ulaştığında ikinci aşama olan, bölgeyi terörden arındırma evresine geçilecek ve içerisinde bulunduğumuz coğrafya bir istikrar adası olacak. Tüm bu olası kazanımların realize edilmesi için mazideki birlikteliğin atide de devam etmesi noktasında mutabakat halinde olan aktörlerin birtakım sorumlulukları var hiç kuşkusuz. Sürecin başlaması adına inisiyatif alan devlet, başarılı olmak için konuyu siyaset alanına taşıdı ve politik aktörlerin taşıyıcısı olduğu bir süreç yönetimine geçildi.

Geniş bir temsil potansiyeli olan komisyonun bugüne kadarki dinleme faaliyetleri, toplumsal desteğin oluşması adına önemliydi. Fakat süreçle ilgili beklentilerin tam anlamıyla karşılandığı ve tarafların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiği tatmin edici bir düzlem henüz tesis edilemedi. Sürecin bir inisiyatif olarak ortaya çıkmasının ardından Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığı sorumluluk, kırılganlıklar üzerinden oluşabilecek sabotajların engellenmesi adına önemli. Nitekim hem dil hem de pratik açıdan yaşanan bazı sorunların çözülmesi ve sürecin sağlıklı biçimde ilerlemesinde bu sorumluluğun payı büyük.

Siyaset alanının çözmesi gereken bir diğer husus da geçiş hukukuna dair çalışmaların yapılması. Komisyondaki hemen her partinin bu sürece dair pozisyonu, yeni ve özel bir düzenlemeye dair konsensüsün oluştuğunu........

© Yeni Şafak