Rachel ve Esma |
“Rachel, Filistin’e, özellikle Refah’a geçiş yaptığında, önceden duyduğu ve okuduğu gerçeklerden çok daha fazlasını hissedecek, havadaki korku ve güvensizlik kokusunu içine çekecekti. O henüz bölgeye geçmeden iki hafta önce Filistinli hamile bir kadın, İsrail buldozeri tarafından yıkılan bir duvarın altında kalarak can vermişti. Yine kendisinden sadece birkaç gün önce, bu sefer 65 yaşında bir kadın, yıkılan evinin altında kalmıştı. Bölge için sıradan, Rachel içinse ürpertici ve dayanılmaz gerçeklerdi bunlar…
İnsanlık bir hayal kırıklığı olacaktı Rachel için. O, göreceği ve hissedeceği ortamın dünyanın bir gerçeği olmasından dolayı utanç duyacaktı. Kendisi, ailesi ve tüm insanlık adına utanacak, bu drama ortak olmayı hüsranla açıklayacaktı.
Birileri rahat ve güven içinde yaşıyorken, dünyanın adını bile bilmediğimiz şehirlerinde başka birileri soykırıma maruz kalıyordu. Bu soykırıma ortak olma düşüncesi, Rachel’i içten içe kemiriyordu. İsrail işgalini cesaretlendirip destekleyen yöneticileri alkışlamak suç ortaklığıydı. Bunun kendi vergileriyle sürdürülüyor olması da cabası… Sessiz kalmak, hiç ama hiç gayret etmemek de suça ortak olmaktı. Rachel, bu soykırım suçuna bilerek veya bilmeyerek ortak olacağı bir dünyada yaşamayı hayal etmemişti.........