menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Paris ve Lyon buluşmaları

47 0
08.11.2025

Ekim ayının başında “Kayıp Coğrafyanın İzinde-Doğu Türkistan Seyahatnamesi”nin yayınlanmasından bu yana, mevcut yoğunluklarım birkaç katına çıktı. Türkiye’nin her yerinde verdiğim konferanslar, katıldığım fuar ve imza günleriyle okur-yazar buluşmalarının sayısını şimdiden unuttum. Şahsımdan bağımsız olarak, kitaba kamuoyunun gösterdiği olağanüstü teveccüh, Türkiye’deki her kesimin Doğu Türkistan meselesine sıcak ve yoğun bir alaka duyduğunu da ortaya çıkardı.

Geçtiğimiz hafta, Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği’nin (DİTİB) ev sahipliğinde, yine Doğu Türkistan’ı konuşmak üzere Fransa’daydım.

Pazartesi öğlen vakti Paris Charles de Gaulle Havaalanı’na iner inmez, şehirdeki ilk durağım Paris Camii oldu. 1926’da dönemin Fransız yönetiminin desteğiyle ibadete açılan bu güzel mabede ne zaman yolum düşse, Endülüs-Fas hattının esintileri içimi yoklar. Müslüman Arap fatihlerin Endülüs’te Vizigotlardan devşirdiği atnalı kemerleri, bahçesindeki havuzları, koyu gölgeli ağaçlar, Mağrib tarzı gösterişli minaresi ve içinde her milletten Müslümanıyla, Paris Camii, her anlamda tam bir kavşak noktasıdır.

Camide namazlarımızı eda ettikten sonra, bana eşlik eden kıymetli kardeşim Âdem Yılmaz’la birlikte külliyenin kuzeydoğu köşesine yürüdük. Az sonra, Paris Camii’nin ilk imamı ve idarecisi -Fransızcada “rektör”- olan Cezayirli din adamı Kaddûr Ben Gabrit’in (1868-1954) kabrinin başındaydık.........

© Yeni Şafak