menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çiçek tarlası

43 1
19.04.2025

Birinci İntifada’nın (1987) hızını kaybetmesiyle birlikte, ABD’nin başını çektiği uluslararası camia “barış süreci”ni yeniden canlandırmanın derdine düşmüştü. 30 Ekim-1 Kasım 1991’de İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen geniş katılımlı konferansın ardından, Norveç’in başkenti Oslo’da İsrail’le Yâser Arafat liderliğindeki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) temsilcileri arasında gizli müzakereler başladı. Amerikan yönetiminin de bilfiil devrede olduğu sürecin esas amacı, İntifada ile birlikte ortaya çıkan İslâmî Direniş Hareketi’ni (kısa adıyla: Hamas) devre dışı bırakmak ve Filistin’in tek temsilcisi olarak FKÖ’yü sahnede tutmaktı.

Diplomasinin karmaşık koridorlarında “barış süreci” yoluna devam ededursun, sahada yaşananlar, Hamas’ın İsrail işgaline karşı askerî ve silahlı direnişi bütün boyutlarıyla sürdüreceğini gösteriyordu:

İsrail tam da seçim atmosferindeyken, 25 Mayıs 1992 günü, Gazze’deki Yahudi işgal kolonilerinden Kfar Darom’un hahamı Şimon Biran, bıçaklı bir saldırı sonucu öldürüldü. Filistin topraklarındaki Siyonist işgalin en ateşli temsilcilerinden biri olan Biran’a düzenlenen suikast, Hamas bünyesinde kısa süre önce kurulan İzzeddîn el-Kassâm Tugayları tarafından resmen üstlenildi. Hamas böylece, İsrail’e karşı aktif ve teşkilâtlı bir silahlı mücadeleye de girmiş olduğunu dünyaya ilân ediyordu.

Bu hadiseyi, 13 Aralık günü, Nissim Toledano adlı Fas kökenli İsrail askerinin Lidd yakınlarında........

© Yeni Şafak