Abbas’tan sonra

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye ziyareti ve Meclis’te yaptığı konuşma, geçtiğimiz haftanın satır başlarından biriydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ülkemden bazı siyasî partiler diyorlar ki: ‘Şu anda hükümet, Filistin Başkanını Türkiye’ye davet etsin ve parlamentoda konuştursun.’ Yahu davet etmediğimizi kim söylüyor? Davet ettiğimiz halde gelmeyen Sayın Abbas’ın, kusura bakmasın, bizden ayrıca özür dilemesi lazım. Davet ettik, ama gelmedi. Bekliyoruz. Bakalım, gelebilecek mi?” şeklindeki sözlerinden (Rize, 27 Temmuz 2024) ve Hamas lideri İsmail Heniyye’nin İran’ın başkenti Tahran’da şüpheli bir suikasta kurban gitmesinden (31 Temmuz 2024) sonra, Abbas’ın Türkiye’nin davetine icabet etmekten başka şansı zaten yoktu.

Mahmud Abbas’ın Meclis’teki konuşması hem kendisinin Filistin siyaset sahnesindeki tartışmalı konumundan hem de şahsî hitabet kabiliyetinin limitlerinden ötürü, epey sönüktü. Yine de Filistin’in haklı davasının, Ankara’dan bütün dünyaya yeniden haykırılması -velev ki Abbas’ın dilinden olsun- anlamlıydı.

Şu anda 90’ına merdiven dayamış bulunan Mahmud Abbas, 1960’lardan günümüze Filistin cephesinin önemli aktörlerinden biri. İsrail işgaline karşı mücadelenin bütün dönemlerine ve dönüm noktalarına tanıklık eden Abbas, Yâser Arafat’ın 2004’teki ölümünün ardından üstlendiği “devlet başkanlığı” vazifesini sürdürüyor. Abbas’ın ilerleyen yaşı ve sağlık durumu ise, Filistin siyaset sahnesinde “Abbas’tan sonra” neler olacağının konuşulmasını gerekli........

© Yeni Şafak