Türkiye’nin rolü

ABD’de yazılan Stratejik RaporTürkiye’ye nasıl bir rol biçiyor? Bu yazıda biraz bunu ele almak istiyorum.

Dikkat etmemiz gereken ilk husus, raporda Türkiye’nin ismi çok silik olarak geçmesidir. Trump’ın açıklamalarında yeri geldiği zaman Türkiye’yi çok fazla vurgulaması ile mukayese edildiğinde bu durum hayli şaşırtıcı gelebilir. Ama manzara en az bir açıdan mâkul sayılmalıdır. Çünkü rapor ABD’nin tâkip edeceği bağlamın küresel olduğunu unutmamak gerekiyor. Daha çok kıt’alar seviyesinde makro değerlendirmelere yer veriliyor. Dikkat edilecek olursa kullanılan dilde Amerikalar, Avrupa, Avrasya ve Pasifik gibi çok hacimli kategoriler kullanılıyor. Burada küresel-bölgesel ayırımını yapmak zorundayız. Mesele bu küresel plânın bölgesel açılımlarında hangi devletin öncelendiğini anlamakla alâkalıdır.

Şu çok açık olarak anlaşılıyor ki rapor, pek çok devlet gibi Türkiye’ye küresel bağlamda hiçbir rol vermiyor. Zâten bunu fazlaca beklememek gerekiyor. Daha iyi anlaşılsın diye şunu ifâde edebiliriz: Makro seviyede Türkiye Trump’ın aklına bile gelmiyor. Türkiye’nin ismi ancak bu küresel plânın bölgesel açılımlara gelindiğinde devreye giriyor.

Barrack ,müteaddit defâlar Doğu Akdeniz’i sağlı sollu olarak Hazar havzası ile birleştirmekten bahsediyor. Evvela Karadeniz’e bir bakmak gerekiyor. ABD ,Rusya-Ukrayna savaşından berî durarak, bir bakıma Kuzey Karadeniz’de artan Rusya varlığını ve kontrolünü tanımış olduğunu ortaya koyuyor. Batı Karadeniz’de ise zâten kendisi açısından yapılacak fazla bir şey yok. Romanya, Bulgaristan hanidir NATO’nun şemsiyesi altında varlık gösteriyor. Gözünü bilhassa Güneydoğu Kafkasya’ya dikmiş durumda. Güney Kafkasya’da üç devlet dikkat çekiyor: Âzerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan. Hem Âzerbaycan hem de Ermenistan hızla Rusya’dan kopuyor. Gürcistan ise tercihini Rusya’dan yapmış görünüyor. ABD bir daha Gürcistan’ı zorlar mı? Zannetmiyorum. ABD açısından yapılması evvelemirde gereken iş , en azından diğer........

© Yeni Şafak