İran için düşündükleri ise Türkiye’ydi. Türkiye’deki 12 Eylül askerî darbesi, Pâkistan’dakinden ik sene sonra, 1980’de gerçekleştirildi. Diğer taraftan Rogers plânını devreye sokarak, Yunanistan’da açılmış olan NATO gediğini tâmir ettiler. İki kukla general, Kenan Evren ve Ziyâ ül Hakk’ın berâber profil verdikleri dostluk fotograflarını hatırlamak kâfidir.
Türkiye’deki kukla rejimden, şekilci bir Kemalizmi resmî bir doktrin hâline getirmesi üzerinden üç şey isteniyordu. İlki, memlekette yükselen ve belki de Sovyetler Birliği’ne meylede-bilecek sol dalgayı bastırmaktı. Maoculuğu ve Ülkücü gençliği araya koyarak bunu zâten kontrolleri altına almışlardı. İkinci olarak, Türkiye’yi neoliberal dönüşüme hazırlamaktı. Bunun için Turgut Özal devreye sokuldu. Kukla askerden istenen üçüncü husus ise, solun bastırılmasından daha mühim olarak, İran devriminin, küresel ölçekte ve bilhassa Müslüman gençlik üzerinde doğurduğu heyecanları kontrol altına almaktı. (İran devriminin bizzât Batı........