Men dakka dukka |
Son BM Toplantıları esnâsında Trump, içinde Türkiye Cumhûriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yanına alarak 8 Müslüman devlet adamıyla Gazze meselesini görüştü. Uzun bir toplantıydı bu. Toplantı sonunda yapılan açıklamada ateşkesin temin edilmesi yolunda 21 maddeden müteşekkil çok mühim bir anlaşmanın sağlandığı ilân edildi. Bunun akabinde Gazze kasabı Netanyahu Washington’da Trump ile buluştu. Nihâyetinde yapılan açıklamada 20 maddelik bir ateşkes plânı ortaya kondu. HAMAS’ın bu plânı derhâl kabûl etmesi istendi.
Ortada sayısız tuhaflık vardı. En başta teknik bir sakatlık hemen görülüyordu. Ateşkes, eğer olacaksa savaşan taraflar arasında yapılan pazarlıklar neticesinde olur. Burada öyle bir şey yoktu. ABD ve İsrâil liderleri kendi aralarında anlaşarak bu taslağı, diğer taraf ve toplantıda temsil edilmeyen HAMAS ve onu destekleyen diğer bileşenlerin önüne koyuyordu. Plân bâzı açılardan doğrudan, bâzı açılardan ise dolaylı olarak Gazzelileri yok etmek ve Gazze’ye çökme plânıydı. Netanyahu HAMAS’a, tehditkâr bir şekilde önlerinde iki yol olduğunu söyledi. Ya bu plânı olduğu gibi kuzu kuzu kabûl edecekler veyâ bunun ağır neticelerine katlanacaklardı. Ya kolay yol yâhut zor yoldan bu plân hayâta geçirilecekti. HAMAS’a söz hakkı verilmiyordu.
Diğer taraftan bu plânın, daha evvel Müslüman devletlerinin de kabûl ettiği plândan yer yer sapmalar gösterdiğine dikkat eden pek çıkmadı. Pâkistan’ın itirâzı gümbürtüye gitti. Hâlbuki Trump her zamân kolaylıkla yaptığı gibi bu defâ da yalan söyledi. Bu plânın Müslüman devletler tarafından kabûl edilen plan olduğunu söyledi.
Biri bayağı bir insan kasabı olan, diğeri ise zihnî, insânî hiçbir değere yer vermeyen, ekonomizmin en hastalıklı aşırılıklarını taşıyan bu iki liderden başka bir şey beklenemezdi. Âdeta HAMAS’ın koynuna ateşten bir top bırakıp geri çekildiler. Trump daha da ileri giderek, eğer verdiği........