Deli olmadan veli olunmaz


Türk Dil Kurumu’na göre veli; bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her türlü davranışından sorumlu kimse; bir diğer manası ise; ermiş. Deli ise “aklını yitirmiş olan” ya da halk arasında mecazi anlamda “çılgınca cesur” anlamında da kullanılıyor.

Her kademede eğitim öğretimin başlaması ile veli ile deli arasındaki ince çizgi giderek ortadan kalkıyor.

Bugün bir veli olmak, aynı zamanda “deli” cesaretine sahip olmayı gerektiriyor. Eğitim enflasyonu, kırtasiye masrafları ve servis ücretleri gibi maliyetler, velileri bir ödül oyununa zorluyor.

Yılık eğitim enflasyonunun % 120,81 seviyelerinde gerçekleşmesi de ekonomik rodeo mücadelesinde veli ile delinin sınırlarını giderek bulanıklaştırıyor. Areda Survey’in Türkiye geneli 1100 kişi ile gerçekleştirmiş olduğu “Okula Dönüş” araştırması fırtınalı denizde ayakta kalma çabası gösteren velilerin davranışlarını yansıtıyor.


SERVİS ÜCRETLERİ: GÖTÜR BENİ AYA

Metropollerde eğitim süreçlerinin en önemli unsuru haline gelen ulaştırma hizmetleri gerek işgücü gerek akaryakıt gerek bakım onarım maliyetleri nedeniyle giderek bütçede fazla yer edinmeye devam ediyor. Mesafeye göre 70 bin liraya kadar ulaşan servis ücretleri özellikle devlet okulunda okuyan çocukların yüzlerini toplu taşıma araçlarına çevirmesine neden oluyor.

“Okula Dönüş” araştırması sonuçlarına göre devlet okuluna gidenlerin T,1'i toplu taşıma kullanırken bu oran özel okula gidenlerde %3,3 seviyesinde. Özel okula giden her 10 öğrenciden 6’sı servis kullanmaya devam ediyor. Servis ücretlerinin eğitim harcamaları içerisinde artan ağırlığı karşısında okula ulaşmak bir ulaşım mühendisliği sorununa dönüşebiliyor.


ÖZEL OKUL ÜCRETLERİ: EĞİTİM Mİ, MARS’A KOLONİ KURMAK MI?

Özel okul ücretleri, Türkiye’de adeta eğitimden çok “Mars’ta yeni bir koloni kurma” projesi gibi görülmeye başlanıyor.

Araştırma........

© Yeni Şafak