Önceki yazımızda İsrail’in saldırıları ve Orta Doğu’daki gelişmeler hakkında TBMM’de yapılan gizli oturumu, “Akşam haber kanallarında dış politika konuşanların, askeri strateji konuşanların verdiği bilgilerden bir fazlası söylenmedi. Türkiye, Erdoğan’ın söylediği sözden endişe etmesin, anlattıklarının altını dolduracak bir şey yok, bilmediğiniz bir şey yok. Bugünden yarına Türkiye’ye saldıracaklarına dair hiçbir şey yok. Erdoğan o sözü Türkiye’nin en çok konuşulan konusu yoksulluk, işsizlik, geçim sıkıntısı olduğu için, Türkiye bunları konuşmasın diye İsrail Türkiye’ye saldıracak lafını attı.” şeklinde yorumlayarak tipik bir tarihî şuursuzluk örneği sergileyen CHP Genel Başkanı’nın, daha o sözlerinin üstündeki nefesi soğumadan, ABD-İsraili’nin SiyoNazi Maliye Bakanı’nın “Kudüs’ün geleceği Şam’a kadar uzanacaktır ve Kudüs tek başına Şam’a kadar uzanır” salvosu karşısında az da olsa idrakî bir aydınlanmayı yaşamış olabileceğini sanmakla sadece gaflete düşmüş oluruz.
Çünkü söz konusu yorumdan da anlaşılacağı üzere serde azgınlaşmış bir ufuksuzluk, despotik hayaller ile Batı hayranlığı üstüne inşa edilmiş olan Kemalizm var ve Türkiye 85 yıldır bu bela ile mücadele ediyor.
Biz ise, Haçlıların yarım yüz yıllık Urfa işgalinin İmâdüddin Zengî tarafından sona erdirilmesini (1144) takiben büyüklerimizden birinin söylediği şu hakikati o günden beri kesintisiz olarak haykırıyoruz:
“Urfa umman ise sahili Kudüs’tür.”
Ki, tekrarlaya geldiğimiz bu beyan, aynı zamanda Kemalistlerle milletimizin arasındaki büyük farkın da beyanıdır.
Bizde........