menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gelelim sadede; Türkiye neden hâlâ ‘AB’ diyor?

93 1
previous day

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son Almanya-Berlin ziyaretinde taraflar, ilişkilerde “jeostratejik ve jeopolitik” bağlama, stratejik bağların varlığına işaret etti…

Böyle bir bağ yok…

Sadece “konjonktür” var…

Ankara, uzun zamandır Avrupa’dan, “yeni dünya düzeninde güç merkezi olmak isteyip, istemediğini” öğrenmeye çalışıyor. Bunu da ‘Yeni Türkiye’ sıfatıyla soruyor…

Jeopolitik bir sorudur. Tıpkı, Rusya, ABD, Çin gibi bir güç olarak ya da bölgesel, yükselen Asya dinamikleri türünden bir yükseliş, heyecan, hatta ruh isteyip-istemediğini ‘düşündürtmeye’ çalışıyor. Çünkü Avrupa bu örneklerin ters yönünde ilerliyor, daha doğrusu geriliyor…

Gerilime, sadece ekonomik ya da askeri-güvenlik boyutlarıyla sınırlı değil; Altyapıdan siyasete, ekonomiden ‘entelektüel varlıklarına’ kadar erime söz konusu…

Az-buz eksikler değil bunlar; bir Financial Times analizine göre, “AB’nin Batı’daki stratejik limanlardan Rusya sınırındaki ülkelere ordu nakletmesi için gerekli/ideal zaman 3 ile 5 gün. Avrupa bunu ancak 45 günde yapabiliyor! Üstelik ilgili komutan, “bu saat gibi işlemeli” demiş. Yapsalar da işlemiyor; Bavyera’da bir tatbikatta askerle polisler iletişimsizlik yüzünden birbirini vurdu…

Yani mesele sadece Fransa Genelkurmay Başkanı’nın dediği gibi, “evlatlarımızı feda etmeye hazır olmalıyız” davetinden öte-ki, kimse bu fedakârlık önerisinin yüzüne bile bakmadı-yol yok, ray yok, vagon yok, para yok! Bunu anlayacak bürokrasi de yok…

Bir tv programında benzer örnekten bahsettiğimde, konuklardan eski bir asker reklam arasında, “yıllardır bizim vagonlarımız, Türkiye’nin stratejik noktalarında göreve hazır bekliyor” dedi. Gururlandım ama şaşırmadım. Avrupa aynı yıllarda güvenliğinin ardını Washington’a dayayıp, sadece ve sözde “refah ile sosyal topluma”a yatırım yaptığından, ABD “benden bu kadar” dediğinde işte böyle dımdızlak ortada kaldı…

***

Stratejik, jeopolitik........

© Yeni Şafak