O ihanet gecesini unutamayız

Mümkün olsa, takvimlerden silmek istediğim bir tarih 15 Temmuz.

Kaç darbe gördük, o en beteriydi.

En kanlısı, en vahşisi.

Sene, bir gün noksan olsa ne kaybederiz?

Fakat bir yandan da hiçbir zaman unutmamamız gereken bir geceydi o.

Aradan yedi sekiz sene geçti diye eskidiğini, çok geride kaldığını düşünmek hata olur.

Hele bir daha öyle bir hareketi denemek istemeyeceklerini sanmak, saflığın zirvesi.

Öncesinde kaç defa farklı hamlelerde bulundular.

7 Şubat MİT krizi, kısaca 17-25 dediğimiz 2013 Aralık ayı içinde iki defa operasyon teşebbüsü, evvelinde ağaç bahanesine bağlanmış Gezi kalkışması…

27 Nisan e-muhtırasını unutabilir miyiz?

Yahut 367 krizini?

“Sakkın aday olma!” diye Meclis kürsüsünden haykırmalar ne anlama geliyordu?

Hepsinin hesabı dürüldü, üstesinden gelindi. Ancak hepsinin hesabı tam anlamıyla görüldü mü, emin değilim.

Zaman hep hızla geçiyor ve biz daima ileriye bakarken, bazı defterler hesap tamamlanmadan dürülüyor.

Sonra karşımıza yeni bir hamle ile çıkıyorlar.

15 Temmuz, işte bu bakımdan son çareydi.

Çok ayrıntılı ve ustalıkla hazırlanmış bir plan, erkene alındığı için çuvallamayla sonuçlandı.........

© Yeni Şafak