Bugün Rusya’nın parasına el koyan yarın kimin kapısını çalacak?

Avrupa Birliği’nin Rusya’nın dondurulmuş merkez bankası rezervlerine el koymayı tartışması, sadece Moskova’ya dönük bir hamle değil; 1945 sonrası kurulan küresel finansal düzenin temel sütunlarına atılmış bir dinamittir. Bugün Rusya’nın parasıysa, yarın Körfez fonları, ertesi gün Çin egemen varlıkları… Sırada kim var? Bu sorunun tek bir cevabı yok; ancak ortaya çıkan tablo, Batı’nın kendi inşa ettiği düzeni kendi elleriyle tasfiye etmeye başladığını gösteriyor.

Zira yurtdışında tutulan her varlık, her rafineri, her ortak girişim ve her egemen fon artık bir misilleme aracı hâline geliyor. AB, hukukun isteğe bağlı, karşılığının ise kaçınılmaz olduğu bir dönemin kapısını aralıyor. Bir egemen devletin varlıklarına dokunulduğunda, yalnız para el değiştirmez; güvenin kendisi çöker. Avro’nun rezerv para statüsü sarsılır, saklama kurumlarının tarafsızlığı tartışmaya açılır, uluslararası hukukun bilinen sınırları geçersizleşir.

Bu nedenle asıl risk Rusya’nın vereceği cevap değil; Körfez’den Asya’ya tüm merkez bankalarında aynı fısıltının yayılmasıdır: “Bugün bunu Rusya’ya yaptılarsa, yarın bize de yapabilirler.” Tam da bu yüzden sermaye çıkışı sessizce başlıyor. Fonlar ve merkez bankaları........

© Yeni Şafak