Salı akşamı gerçekleşen Trump-Harris münazarası Amerikan halkının sorunlarına çözüm önerilerinin konuşulduğu bir tartışma olmadı. Siyasetin son derece kutuplaştığı ve kişiselleştiği bir dönemde gerçek meselelerin etraflıca masaya yatırılmasını beklemek gerçekçi olmazdı zaten. Bunun yerine büyük ölçüde adayların karakterlerinin çarpıştığı ve birbirlerini zora sokmayı başarıp başarmadıklarını ölçtüğümüz bir televizyon şovu izledik. Trump hazırlıksız, disiplinsiz ve sinirlerine hâkim olamayan bir görüntü çizerken, Harris birçok soruya doğrudan cevap vermeyen ama Trump’ı ajite etmeyi başaran bir performans gösterdi. Ana akım medya Harris’i tartışmanın galibi ilan etti ancak münazaranın yarışın seyrini değiştirecek derecede büyük bir etki yaptığını söylemek mümkün değil.
‘’EVCİL HAYVAN YİYEN GÖÇMENLER’’Tartışmanın ilk yarım saatlik kısmında sinirlerine hâkim olmayı başaran Trump, Harris’in doğrudan saldırılarına cevap vermekte zorlanmaya başlayınca sakinliğini kaybetti. Tartışmanın başından itibaren konuyu kendini en güçlü gördüğü göçmenlik meselesine getirmeye çalışan Trump, Ohio eyaletinin Springfield şehrinde göçmenlerin yerel halkın köpek ve kedilerini yediği iddiasını zikredince tartışmanın tonu tamamen değişti. Trump göçmen nüfusun Biden döneminde küçük ve orta seviye Amerikan şehirlerine yaptığı ekonomik ve sosyal etkilerden bahsedip puan kazanabilirdi ancak çok aşırı bir örnek vermeye kalkınca aslı olmayan bir iddiayı ekrana taşıyarak güçlü olduğu bir konuda kendine zarar vermiş oldu.
Trump’ın bahsettiği Springfield göç öncesinde 60 bin civarında nüfusu olan bir........