Peki, herkes yeteri kadar gösterdi mi?


Her halükârda eğlenceli bir yer sosyal medya, ona şüphe yok. Ancak paketin içerisinden bu eğlenceyle birlikte epeyce yan etki de çıkıyor malumunuz.

Yok yok. “Dijital dünyada bilmem ne olmak, bilirsin ne yapmak” tadında bir yazı yazmaya hiç niyetim yok. Çünkü ne meselenin uzmanıyım ne de bunca kirli bilgi arasında benim yazacaklarımın da o toplam arasında yok olup gideceğini bilmeyecek kadar safım.

Benim derdim “görünmek ve göstermek” eksenli olacak.

Kadim dünyada “var olmak” görünmekle, hele hele göstermekle ilgili bir şey olmamış diye inanılır malum. Oysa bu, bir miktar yanlış geliyor bana artık. Sultana, saraya, güce, iktidara yakın durarak görünür ve gösterir hale gelen pek çok isim var zira kadim dünyada. Ancak kadim dünyanın, bugünkü dünyadan iki farkı var. Sultana, saraya, iktidara yakın olsanız da olmasanız da var olma şansınız olmuş hep. Diğer yandan sultana yakın olsanız da olmasanız da var olmanın şartı “kabul edilebilir içerik üretmiş” olmuş. İyi bir demirci iseniz de böyle olmuş bu, bir hekimseniz de, bir filozofsanız da…

Bugün çeperlerini net şekilde sosyal medyanın belirlediği şekliyle görünür olmak, var olmanın ön şartı olarak temayüz etmiş durumda. Artık sadece “görünür olmak” da yetmiyor malum. Aynı zamanda “göstermek” de gerekiyor. Ve bunun için herhangi bir içeriğe de, herhangi bir sahicilik üretmeye de ihtiyacınız yok. Zira sarayın, iktidarın, gücün odağı olan “sultan” sosyal medya artık ve sosyal medyanın sizden ne içerik talebi var ne de sahicilik........

© Yeni Şafak