menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nüfus artışının önündeki bir engel de uzun süren boşanma davaları olmasın

48 23
11.11.2025

Hafta sonu, deneyimli bir avukat olan doktora arkadaşım Eli Bey ile uzun uzun memleket meselelerini konuştuk. Daha önceki bir sohbetimizde, dar gelirli vatandaşlar için konut edinme hakkının anayasal bir hak olması gerektiğini vurgulamıştı. Nitekim 1961 Anayasası’nda bu tür bir düzenleme bulunduğunu hatırlattı.

Madde 49 – Devlet, şehirlerin özelliklerine ve çevre şartlarına uygun bir şekilde planlı bir şekilde gelişmesini sağlar; ayrıca, yoksul ve dar gelirli ailelerin sağlık şartlarına uygun konut ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirleri alır.

Ben de, günümüzdeki “Bir Milyon Konut Hamlesi” projesinin bu talebe önemli ölçüde karşılık geldiğini belirttim.

Benim uzun süredir benimsediğim bir ön kabulüm var:

Bir ülkenin bütün temel sorunlarının çözümü, anayasa ve hukuk düzeninin doğru şekilde kurulmasıyla mümkündür. Bu sebeple tam bir toplumsal sözleşme niteliğinde yeni bir siyasal vizyonun şu üç temel başlığa dayanması gerektiğini düşünüyorum:

1. Yeni anayasa,

2. Hukuk toplumuna geçiş,

3. Rıza toplumuna geçiş.

Bunlara ek olarak, eğitimde kalitenin artırılması, yüksek teknoloji ve küresel rekabet alanlarının güçlendirilmesi ve dış politika vizyonunun sürdürülebilir şekilde tahkim edilmesi yeni dönemin öncelikleri olmalıdır.

Uzun süren bu sohbetimizde hukukçu dostum, mahkemelerdeki boşanma davalarının uzun sürmesinin nüfus artış hızını yavaşlatan faktörlerden biri olduğunu özellikle........

© Yeni Şafak