menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savaşı Karadeniz’e taşıyan kim? Türk denizlerine taşıyanlar kim? O gemilere saldırı yapanlar kim? Güney Kapısı’nı açık tuttuk. Doğu Kapısı’nı güvene aldık. Kuzey Kapısı da açık kalacak! Avrupa’nın “Türk-Rus savaşı” planları da boşa düşecektir.

133 7
yesterday

Savaşı Karadeniz’e taşımak, Türk kıyılarına taşımak, Türk denizlerine taşımak, Adalar Denizi (Ege) ve Karadeniz’den Türkiye’yi çevrelemek, Doğu Akdeniz’den Türkiye’yi sıkıştırmak öteden beri ABD ve Avrupa’nın en büyük hedefiydi.

Bir zamanlar PKK üzerinden, terör üzerinden, siyasi terörizm üzerinden, Avrupa Birliği (AB) aparatları üzerinden bu savaşı Türkiye içinde, ana karasında yürütüyorlardı.


“TÜRKİYE İÇİNDEN YAPAMADIK SAVAŞI SINIRLARA TAŞIYALIM”.

İçeride kurdukları “cephe” ile Türkiye’yi formatlıyor, kontrol altında tutuyor, bir “cephe ülkesi” olarak kullanıyorlardı. Onlarca yıl, vesayeti bu yöntemle ayakta tuttular.

Ama artık buna güçleri kalmadı. Yapamıyorlar. Türkiye o kadar güçlendi ki, kendi içindeki dış aparatları bir bir temizlemeye başladı. Tam bu sırada paniklediler, işi “Türkiye, iç işlerimize karışıyor” bile demeye başladılar. Mesela Fransa, mesela Almanya…

Hemen ardından savaşı Türkiye sınırlarına taşımaya başladılar. Türkiye-Suriye sınırına PKK’yı yerleştirdiler. DAEŞ’i (IŞID) yerleştirdiler. Türkiye ile Arap/İslam dünyası arasına kalın bir duvar örmeye çalıştılar.


O KUŞATMA TAMAMLANINCA 15 TEMMUZ’U BAŞLATMIŞLARDI.

Suriye’nin kuzeyinde bir “terör koridoru” oluşturarak, İran sınırından Akdeniz’e kadar bir Güney Kuşatması planı uyguladılar. Türkiye’nin Güney kapılarını kapattılar.

Bütün bunlar İsrail’in güvenlik önceliklerine göre planlanıyor, PKK ve YPG bu amaçla doğrudan İsrail tarafından yönetiliyor ve yönlendiriliyordu.

Güney Kapısı kapanan Türkiye’nin Anadolu’da sıkışacağını, diz çökeceğini düşündüler. Zaten öyle de yaptılar. Bu kuşatma tamamlanınca 15 Temmuz saldırısını, içeriden kuşatmayı başlattılar.

Ancak 15 Temmuz’u başaramayınca proje çöktü. FETÖ’nün gücü buna yetmedi. PKK’nın darbeye desteği yetmedi. Bir milli tepki, bütün hesapları bozdu. İşte bu tepkinin ruhu yüzlerce yıl Anadolu’ya sinen siyasi genetikti. Bunun hesabını yapamamışlardı.


AYNI ÇEVRELEME PLANINI DOĞU AKDENİZ’E, EGE’YE DE TAŞIDILAR… İSRAİL, YUNANİSTAN, RUM CEPHESİ...

Ardından Fırat Kalkanı ile Güney kuşatmasına müdahaleler başlatıldı. Belli bölgeler hariç, Suriye’nin kuzeyindeki “Terör Koridoru” parçalandı. İsrail’in eli zayıflatıldı. Suriye’de rejim değişince o proje daha da etkisizleşti. Türkiye Güney Kapısı’nı güvenceye almıştı.

Bu “yüzyıllık kuşatma”yı planlayanlar aynı çevrelemeyi Doğu Akdeniz’de ve Adalar Denizi’nde (Ege) de yapıyorlardı. ABD Dedeağaç’a yığınaklar yapıyor, İsrail Yunanistan ve Rum kesimi ile askeri anlaşmalar yapıyor, adalara silah yığınağı yapılıyor, Türkiye’nin güney ve batı denizlerini kapatıyordu.

Batı Kapısı tehlikedeydi ve Türkiye, Libya ile yaptığı anlaşmalarla bunu büyük ölçekte kırdı. Akdeniz’de büyük bir donanma gücü oluşturdu. İsrail öncelikli enerji koridorlarını boşa çıkardı.


BATI KAPISI’NDA KURULAN CEPHE DE PARÇALANACAK.ÇOK AZ........

© Yeni Şafak