Kara para, uyuşturucu, fuhuş: Bir “karanlık iktidar” alanı… Peki bunları kim örgütlüyor? Türkiye’de “Micro Epstein Adacıkları” kuruldu mu? Bu sefer “Mossad izi”nasıl ortaya çıkacak? Küresel olağanüstü hal var: Bütün silahlar ateşleniyor.

Libya, Pakistan ile 4 buçuk milyar dolarlık askeri anlaşma imzaladı. Ülkenin büyük bölümünü kontrol eden Halife Hafter yönetimi ile Pakistan arasındaki anlaşma, Libya Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden kurulması için gereken ihtiyaçları kapsıyor.

Bu anlaşma, Türkiye ile Hafter yönetimini arasındaki ilişkilerin yoğunlaştığı, Türkiye ile Pakistan’ın tam bir askeri entegrasyona gittiği, Hint Okyanusu’ndan Akdeniz’e uzanan “denizlerde güç birliği” tezi ile uyumlu ve muhtemelen de bunun sonucu.


TÜRKİYE-LİBYA-PAKİSTAN: AKDENİZ-HİNT OKYANUSU VE İSRAİL’İN HEZEYANLARI.

Nitekim İsrail’in hemen her gün servis etiği “Türkiye korkusu” içeren yayınları ve siyasi söylemlerine aynı gün bir yenisi eklendi: “Türkiye ile Pakistan arasında, Doğu Akdeniz’den Hint Okyanusu’na uzanan yeni jeopolitik denge, İsrail’in denizlerdeki varlığını tehdit ediyor” denildi.

Bu yazının amacı İsrail’in güvenlik hezeyanları değil. Türkiye-Pakistan-Libya arasında ise “olması gerekenler” oluyor ve çok daha fazlası olmalı. Nükleer denizaltıları konuştuğumuz, uçak gemileri imal ettiğimiz, füze teknolojisinde “kıtalar”ı konuştuğumuz bir dönemde, Türkiye’nin jeopolitik aklı sadece İsrail’in değil, bütün Batı’nın ve Doğu’nun tartıştığı bir gerçek.


BÜTÜN SİLAHLARI ELDE ET. BÜTÜN SİLAHLARI KULLAN.

VE ORTADOĞU’DA ABD SONRASINA HAZIRLAN.

Çok daha fazlası konuşulacak. Akdeniz’den Hint Okyanusu’na, Kızıldeniz’den Basra Körfezi’ne, Hazar’dan Adriyatik’e kadar, denizlerdeki güç alanımız hızla genişleyecek. İsrail ve Yunanistan’ın “Türkiye’yi Ege kıyılarına hapsetme” tezi ve hazırlığı, okyanuslara ulaşmaya başlayan bir ülkeyi durdurmaya yetmeyecek.

Bütün bunları çok daha geniş, küresel ölçekte güç hareketliliği ile birlikte görmek zorundayız.

ABD’nin kendi bölgesine yoğunlaştığı, Asya-Pasifik’te ABD-Çin restleşmesinin tırmandığı, ABD-Avrupa ilişkilerinin yeniden tanımlandığı, Avrupa-Rusya savaşının Ukrayna sonrası cepheleri açmaya doğru gittiği, Ortadoğu’da “ABD sonrası”nın tartışmaya açıldığı bir dönemde, bütün güçler ve ülkeler ellerindeki bütün silahları kullanmanın, mümkün olan bütün silahları elde etmenin peşinde.


İSTİHBARAT SAVAŞLARI, DİJİTAL SİLAHLANMA VE ÜLKELERİ FELÇ ETME…

Bu da, bir “olağanüstü hal”in yaklaşmakta olduğunun işareti. Herkes silah stoklarını kontrol ediyor, savunma araçlarını yeniliyor, düşman ve tehdit kavramlarını yeniden tanımlıyor, “müttefik ve ortak”larını yeniden belirliyor.

Bir günlük gecikme bile ülkelerin imhasına yol açabilecek bir zaman bu. Belki de “küresel olağanüstü hal”in bir gün öncesi…

Böyle bir dönemde istihbarat savaşları inanılmaz ölçüde yoğunlaştı. Soğuk Savaş dönemi yöntemlerinin çok ötesinde, istihbarat tarihini değiştirecek yenilikler devreye sokuldu.

Dijital dünya, sosyal medya araçları çokuluslu medya yapılanmaları “en etkili silahlardan biri” olarak devreye alındı.

Önceleri liderlere, yönetimlere, siyasi kadrolara yönelen ancak “rejim değiştirme” çerçevesinde kalan yöntemler şimdilerde,........

© Yeni Şafak