Siyasi partilere İslâmî hüküm ve değerlendirme penceresinden bakıldığında şunları görmek/söylemek mümkündür:
Siyasi partiler on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıktığı için bundan önceye ait İslâm bilgi ve hüküm kaynaklarında partilerle ilgili açık, doğrudan bilgi ve hükmün bulunmaması tabiîdir. Siyasi partilerle ilgili hüküm, İslâm’ın genel ilkeleri ve kaidelerinden çıkarılacaktır. Hükme varılırken teori ile pratik (teoriyi uygulama) zaruretlerini ayrı ayrı değerlendirmek kaçınılmazdır.
Teorik olarak siyasî partiler daima farklı ideolojik bölünmelere paralel olmamıştır. Bir zamanda, bir ülkede, solcu, sağcı ve dinci ideolojiler çerçevesinde; yönetim, öncelik, ağırlık, araçlar gibi nispeten detay sayılabilecek ayrılıklara bağlı birden fazla solcu, birden fazla sağcı... parti kurulmuş ve bunlar birbirleriyle, farklı ideoloji partileriyle olduğu ölçüde mücadele etmişlerdir. Ortak iktidar da kimi zaman sağcılar, kimi zaman da sağcılar ile solcular arasında olabilmiştir.
İslâm’ı bir hayat düzeni olarak benimsemiş toplumlarda, bu düzene temelden aykırı ve karşı olan toplulukların kendi ideolojilerini iktidar yapmak........