Zekâtı “ümmeti ihyâ edecek” uygulamaya dönüştürme gayretleri
Bu köşenin müdavimleri, zekâtı, fertlerin “keyfine bırakılmış” bir uygulama olarak değil, “ümmeti ihyâ edecek” bir tatbikat olarak gördüğümü ve bunu da zaman zaman bu köşede dile getirdiğimi bilir. Bilhassa bu meyanda yapılan çalışmaları elimden geldiğince takip etmekteyim. Zaman zaman bunların kayda değer olanlarını da buradan sizlerle paylaşmaktayım. Bunlardan biri, 23.05.2021 tarihli “Zekât Organizasyonu ve Kurumsallaşma” başlıklı köşe yazımda, Yunus Emre Aydınbaş’ın henüz araştırma safhasında olan “Ekonomik, Sosyal ve Hukuki Boyutlarıyla Türkiye’de Zekât Analizi” başlıklı doktora teziydi. İşte bu kapsamlı araştırma bu yıl hitama erdi ve hatta geçtiğimiz günlerde İKAM tarafından düzenlenen 12. İslâm İktisadı ve Finansı Zirvesi’nde, İslâm İktisadı Tez Ödülü’ne layık görüldü.
Zekâtın, ümmeti ihyâ edecek bir yapıya kavuşturulabilmesi için öncelikle mevcut durumunun hukuki, iktisadi, sosyal yönleriyle ortaya koyulması büyük önem arz ediyor. Ancak böylesi bir bilgi birikimiyle zekâtı, ümmeti ihyâ uygulamasına dönüştürebiliriz.
Zekâtın söz konusu boyutlarını bir asırlık uzun bir zaman diliminde ele alan ve bu kapsamda Türkiye ve ümmet yararına daha etkili ve verimli kullanılmasına yönelik dertleri bulunan yetkililere politika üretebilecek bir yol haritası sunan 10 yıllık araştırmanın mahiyeti -kendi kaleminden- özetle şöyle:
“Araştırma zekâtı Türkiye’nin hukuki, iktisadi, siyasi ve sosyal gerçekliğinde düşünmenin ve zekât politikaları geliştirebilmek için gerekli asgari koşulları tespit edebilmenin imkânına odaklanmaktadır. Bir yandan çağdaş sorunların anlaşılmasına yönelik aktüel bilgi üretmek, diğer yandan bilimsel eylemin ve akademinin kendine has kaygılarını da göz ardı etmeksizin teorik birikime katkı sunacak özgün bakış açıları geliştirmek, araştırmanın temel motivasyonlarındandır. Ele aldığı konuda yapılan ilk çalışma olmasa da konuya yaklaşımı, teorik........
© Yeni Şafak
visit website