Suriye bütünlüğü nasıl sağlayacak?
Yeni Suriye’nin önünde birçok çözüm bekleyen durum (problem, olgu ve oluşum) var. Bunların bir kısmı etrafını saran dost ve düşman ülkelerle ilgili, Bu ayrı bir konu. Diğer kısmı içerideki farklı gruplarla ilgili. Eğer gerçek manada ve ileride ayrılma tehlikesini önleyecek şekilde bütünlükten söz ediyorsak “bütün grupların bir tek devletin halkı olarak birlik halinde olmaları” şarttır. Devlet içinde devlet veya devletimsi oluşumlar var olduğu sürece bütünlük sağlanamaz ve bölünme tehlikesi kapının önünde olur… Bu farklı grupların, Suriye özelinde farklı dinleri, mezhepleri, dilleri, grup kültürleri, siyasi tercihleri, dünya görüşleri, hayat tarzları… var. Bu grupları, cebir kullanarak “tek dil, din, mezhep, siyasi görüş ve hayat tarzında birleştirmek” hem sosyolojik ve siyasi olarak hatalı bir yoldur hem de ayrımı pekiştirmekten başka bir işe yaramaz. Doğru olan tek yol, “ortak değerler, çıkar ve tehlike” çerçevesinde birlik oluşturmak, bunların dışında kalan farklılıkları her grubun kendine bırakmak, tek/ bir devletin vatandaşları olarak farklı taraflarını yaşamalarına engel olmamaktır. Elbette “insan hakları belgelerinin de kabul ettiği” bazı sınırlamalar vardır, olacaktır. Sünnî çoğunluk insan kazanmak, daha da çoğalmak istiyorsa bunun yolu güzel ahlâk, adalet, iyilik ve çekici temsildir. Peki, dini, dili, mezhebi, siyasi görüşü… farklı olanlarla bir ülke halkı olarak birlikte yaşamak, iyi ilişkiler kurmak dinimiz bakımından mümkün ve caiz midir? Bu sorunun cevabını Kur’an Yolu isimli tefsirimizin Mümtehine (60) suresinden aktaracağım:
. Belki de Allah sizinle onlardan düşmanınız olan kimseler arasında bir dostluk........
© Yeni Şafak
visit website