menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ribâ-faiz konusu

73 10
28.09.2025

Bu konuda, halkının çoğu Sünni Müslüman olan ve pek çok dini öğrenme ve öğretme kurum, kuruluş ve şahısları bulunan bir ülkede hala bu konuda kafa karışıklığının olması ve yazma ihtiyacı bulunması bana göre düşündürücü ve üzücüdür.

Halkın din anlayış ve uygulamasını daha ziyade etkileyen çevre; hocalar, şeyhler ve bunların çevreleridir.

Hocalar ister akademide, ister medresede, şeyhler ister şu tarikatta ister bu tarikatta olsunlar, ilim, ahlak ve liyakat bakımından kabaca şöyle sınıflandırılmaları mümkündür:

1. Cahil, liyakatsız, lakin menfaatinin kulu olmuş, iddialı kişiler.

2. Cahil değil, fakat ilimde veya ahlakta sapmış bu yüzden liyakatsız, saptırıcı kişiler.

3. İlmi ve ahlakı ile liyakatlı olup diğerleri kadar sosyal medyada görülmeyen, kıymetleri hakkıyla takdir edilmeyen kişiler.

Diğer dini konularda olduğu gibi faiz konusunda da bu üç sınıf insan konuşuyor, yazıyor, sosyal medya ve diğer mecralarda yayın yapıyorlar; bir kısmı ay ve güneş kadar açık, hükmü belli, birçoğu üzerinde icma oluşmuş meselelerde halkın kafasını karıştırıyor, olmadık iddialar ve “görüşler” ileri sürüyorlar.

Kapitalist ekonomi İslam dünyasını da hükmü altına alınca faiz konusu bir mesele oldu:

1. Riba başka faiz başkadır, Kur’an’da yasaklanan ribâdır, mesela banka faizi haram değildir diyenler oldu.

2. Kur’an’da yasaklanan faiz ilk kredi sözleşmesinde belirlenen ve değişmeyen faiz değil, tefeciliktir, katlı faizdir, borç ödenmedikçe faizin eklendiği ve sürenin böyle uzatıldığı, gittikçe borcun katlanmasına sebep olan faizdir diyenler var.

3. Son günlerde iki iddia, “görüş” daha dikkatimi çekti:

a) “Parada faiz olmaz, faiz mal trampasında, malın mal ile alım satımında olur, Kur’an’da para değil, mal kelimesi geçiyor” diyen, parayı geniş manasında mal saymayan.

b) Faiz dini bir konu değildir, ikinci asırda fıkıhçılar dine soktular, faiz konusunda konuşacak olanlar ekonomi uzmanlarıdır, Hz. Peygamber zamanında ticarette faiz konusu yoktu, bireysel borçlanmalar vardı, faizi ticarete sokup haram diyenler fıkıhçılardır…” diyen…

Bu iddialara karşı ben iki şey yapacağım: 1. Mukayeseli İslam Hukuku isimli kitabımın ikinci cildinde bu konuda 30 sayfa yazdım. Sonunda “tenkit ve tercih” başlığı altında yazdığımı paylaşacağım.

Gelecek yazıda da biri İslam tarihi ve fıkhı (ekonomisi dahil) konularında ilim dünyasının takdir ettiği Prof. Hamîdullah; diğeri mâziyi âtîye bağlayabilen nadir ulemadan........

© Yeni Şafak