Yaşamayı kaçırdığımız şeyler

İnsan bir şeyin değerini ancak onu kaybettiğinde tam olarak anlayabiliyor. Büyüklerimizi kaybettiğimizde hayatlarımızda kapladıkları yerin genişliğini çok da iyi kestireme-diğimizi fark ediyoruz mesela. Başımızı yaslaya-bileceğimiz bir yer aradığımızda… Hatalarımızı onarmak, yanlışlarımızı düzeltmek istediğimizde ve fakat bunu yapacak gücü, çareyi kendimizde bulamadığımızda… Geriye dönüp bizi, hayatımızı, kişiliğimizi tamamlayacak bir şeyler aradığımızda… Bir anne, bir baba, nasıl büyük bir dayanak, ne kadar büyük bir sığınak insan için! Bir gün artık yanımızda olmadıklarında geride bıraktıkları boşluk, hayatımızda kapladıkları yer hakkında ne kadar eksik düşündüğümüzü vuruyor yüzümüze.

“Resmime bakıyorum, kendisinden kaçıyor/ taş merdivene doğru, annemin mendilini taşıyor/ çalkalıyor rüzgârda: Ne olacak yeniden/ çocuk olsam?” diyor ‘Atı Neden Yalnız Bıraktın’ kitabında Filistin’in iç sesi Mahmud Derviş.

Zaman da böyle biraz. Geçip gittiğinde anlıyoruz zamanın kıymetini. Dünya çocukluğunu, genç zamanlarını özleyen insanlarla dolu. Sanki her şey bitmiş, hayatın onlara sunduğu imkanlar........

© Yeni Şafak