Meşhurlarımızı beklerken...

Dünyanın bir çok tanınmış insanı, Gazze ile ilgili duyarlılık gösteriyor ama bizim meşhurlar ortada yok diyoruz ya, vazgeçelim bundan. Balık olmayan göle olta atmak gibi bir şey bu. Bekleriz ama bir şey çıkmaz. Asıl biz bunu beklemekle abesle iştigal ediyoruz belki de.

Konunun kapıları tartışmaya fevkalade açık...

Meşhurlarımızın neden meşhur olduğunu sorarak başlayabiliriz düşünmeye. Fikirleriyle mi? Ben bugüne kadar işe yarayacak pek bir fikir serdettiklerine şahit olmadım. Gece hayatlarıyla, evlenip boşanmalarıyla, yaz kış kombinleriyle, estetik operasyonlarıyla, önemli gün ve haftalarda ortalığa bıraktıkları klişenin klişesi paylaşımlarıyla, rüzgarın estiği yöne doğru kurguladıkları üfürükten duyarlılıklarıyla... Yeni başlayan ve final yapan kimin eli kimin cebinde belli değildir tarzı dizileriyle... Okyanusun bilmem neresinde bir adada kendilerini zora koştukları abuk ötesi yarışmalarıyla... Birbirlerine laf çakmaları, samimiyeti kuşkulu agresyon gösterileriyle, reklam çırpınmalarıyla... Sahilde okunamayacak hiçbir şeyi okumazlar, kafa yormayı gerektirecek herhangi meselenin kapağını açmazlar. Acayip de fenomendirler fakat, ne demekse! Şov işindedirler, şov yaparlar, harala gürele, lay lay lom! Medya onların........

© Yeni Şafak