menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Deli bir rüzgârdı Sadık, esti geçti!

36 7
17.10.2024

Sadık’ı da ebediyete uğurladık. Hiç beklemediğimiz bir anda, (ne zaman bekliyoruz ki zaten) fani dünyadan bâkî âleme kalkan kervana kendini atıverdi. Böylesi tam Sadık’lık işti ama biz dostları, arkadaşları olarak durumu idrak etmekte zorlandık, zorlanıyoruz.

Sadık’ı şahsen tanımayanlara Sadık Battal’ı anlatmak müşkül bir şey… Nizami cümlelerle portresini çizebilmek neredeyse imkânsız… Bir devrik cümleydi bütün hayatı. İçine doğru bir yangın, kayalıklara vuran hoyrat bir dalga, sevdasından ne yapacağını bilemeyen kavruk bir kalp, tuttuğu şeyi imkânsızlığına aldırmadan elinden bırakmayan soylu bir inat… Bunların hepsi vardı Sadık’ta. Ve tabii pek çok başka şey…

Deli bir suyun kendini yukarılardan boşluğa bırakması gibi doludizgin konuşur, kelimeleri kafasındaki dağınıklıktan kurtarmaya çalışır, gönlündeki anlama yakışacak cümleyi buluncaya kadar susamazdı. Yüz yüzeyken de böyleydi, telefonda da, yazışırken de… Güneşli bir günde aniden güneşin ortadan kaybolup dolu yağması gibi bir şeydi Sadık’la konuşmak, buna maruz kalır, sonra teslim olurdunuz. Konforu da, konforlu hayatları da, konforlu zihinleri de sevemezdi. İkircikli olanlara, ‘ama’lı konuşanlara, bahaneli yaşayanlara tahammül edemezdi. Yalan yok, onun imkânlı gördüğü şeylerin çoğunu imkânsız görüyorduk çoğumuz. Ama sonunda hep o imkânsızlıkların Sadık için imkânsız olmadığını gördük. Hayallerini laf olsun diye kurmazdı. Rutinleri bozardı,........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play