“Ölmeye yüzümüz olsun...”

I-

Aşağıda dikkatinize sunduğum yazıyı “Ahir Zaman Bilinci” başlığıyla Ağustos 2003’te yine burada yayımlamıştım. Niye tekrar dikkatinize sunduğumu yazının sonunda umarım izah edebilirim. Buyurun:

Ahir zamana yaklaştıkça, ahir zaman bilincinden uzaklaşıyor insanlar. “Ahir zaman ümmeti”, peygamberinin döneminden uzaklaştıkça yaşadığı çağın insanı oluyor. Ölümü unutarak yaşamaya devam ediyoruz. Dünyanın sonluluğu düşüncesinden uzaklaştıkça kendi özgürlüğümüzün “keyfini” sürüyoruz. En dindar bildiklerimizin ağzından çıkan üç kelamdan biri özgürlük. Özgür olabilmek için ölümü unutmamız gerekiyor. Ölümü unutmamız için ahir zaman alametlerini de unutmamız gerekiyor. Unutanlardan olmayalım diyorsanız... Buyurun:

Hz. Hasan’ın huzurunda âlimler toplanmış ahir zaman üzerine konuşuyorlar.

İçlerinde en yaşlısı, dışı oldukça parlak, adeta mermere benzeyen bir yumurta çıkarır ve hurma çekirdeği koydukları kâseye kırar. Cılk yumurta kokusu her tarafı kaplar.

Yaşlı adam “işte” der “ahir zamanda insanların dış yüzü bu yumurta gibi düzgün ve cilalı olup menfaat, hırs, benlik davası, kin, zulüm ile bozulan içleri böylesine kötü kokacak.

Mekkeli bir tüccar söz alır. Dışı pırıl pırıl, içi isli bir kâse ortaya koyar.

“O zaman insanlar böylesine pırıl pırıl kaplarda yemek yiyecekler, ama yedikleri başkalarının hakkı ve haram ile karışık olduğu için, kalp gözleri kapanacak, koyunlar gibi sadece otladıkları sahayı görecekler” der.

Üçüncü âlim gayet süslü bir saksı içinde gösterişli bir çiçek ortaya koyar. Sonra çiçeği kaldırıp köksüzlüğüne işaret eder:

“Ahir zamanda anneler, babalar çocuklarını parlak saksılarda güzel bir çiçek gibi yetiştirmeye çalışacaklar ama asıl ilim olan hakikat yolunu, peygamber ve Allah sevgisini öğretemedikleri için; imanda köksüz, sevgi ve sadakâtte zayıf, varlık içinde bedbaht nesiller yetişecek.”

İlim meclisinde bir de papaz vardır. Kara cübbesini ve boynundaki haçı çıkartarak;

“Ahir zamanda öyle ümit etmediğimiz cübbeler ve kıyafetler altında öyle kişiler olacak ki, yürekleri nice Müslüman ahlak ve sevgisiyle dolu olarak, hayatlarının hakkın rızası yolunda insanlığın hayrına adayarak yepyeni buluşlar için gece gündüz çalışacaklardır.

Mecliste bulunanlar, papazın söylediklerinin doğru olup olmadığı konusunda Hz. Hasan’a bakarlar.

Hz. Hasan papazın söylediklerini tasdik ettikten sonra şöyle buyurur:

“Bir zaman gelecek ki ne kadında ne erkekte Müslümanlara has bir kıyafet kalmayacak. Herkes karşısındakinin neyin nesi olduğunu anlayamayacak. Ancak uyanık gönüller, insanların utanma sıfatına bakıp imanını, davasına ve merhametine bakıp insanlığını, aşk ve ihlasına göre de yüceliğini tartabileceklerdir. Böyle bir zamanda hak yolundan ayrılmayıp Hz. Peygamber’in yolunda gidenlere ne mutlu, çünkü iman geçidini de alevler saracak” der.

Yüzlerce yıl önce insanlar ahir zaman alametleri üzerine düşünüp konuşuyorlardı. Şimdilerde ahir zaman hiç mevzu değil. Bu durum bile ahir zaman içinde olduğumuzun en keskin delili değil mi?

II-

14 Ekim gecesi hiç mutadım olmadığı halde X’in sayfasını açtım. Vertigo derdinden dolayı timeline’ı pek okuyamıyorum. Karşıma ne çıkarsa, ekran ilk açışta kaç post gösterirse o kadarına vakıf oluyorum. Telefon ekranında Yıldız Ramazanoğlu’nun cümlelerini gördüm: “Şoktayım, kalp dayanmaz. Gönül insanı can kardeşim

Sadık Battal

vefat etmiş. Daha bugün üzerine titrediği üniversitesinin sinema........

© Yeni Şafak