“Hayal ihracatçısı, aman ne hoş!”
Torun annesi için sipariş verdiği hediye paketini açıyor. İncecik bir paket. Belli ki yükte hafif, pahada ağır bir hediye. Paketin içindekini görmeyen babaanne “Ne o, içi boş mu çıktı?” diye soruyor tedirgin bir eda ile.
23 yaşındaki genç kız “Eski kuşağın internet alışverişine bakışı.” diyor, ablasına göz kırparak.
Babaanne kendisi ile alay edildiğinin farkında “Bu kulaklar neler duydu neler. Bir zamanlar hayali ihracatçımız olduydu, Başbakan’ın yeğeni hem de...” diyerek sitem ediyor.
23 yaşındaki genç kız, babaannesinin cümlelerini sevinçle karşılıyor: “Ah ne hoş bir isimlendirme ‘hayal ihracatçısı’ ”
“Hayal ihracatçısı değil, hayali ihracatçı.”
“İkisi de bana uyar. Hayal ihracatçısı da hayali ihracatçı da.”
Abla her zaman olduğu gibi “eski kuşak” ile “yepisyeni kuşak” arasında ara bulucu olmaya çalışıyor.
“Bak sevgili Z kuşağı, babaannem bir dönemin siyasi çalkantılarından bahsediyor. Süleyman Demirel Başbakan...”
“Ha ben biliyorum o şarkıyı. Süleyman hep başbakan. Bak size de dinleteceğim şimdi. Uğur ile Ceyda TİKTOK çekti bu şarkı ile. Oradan biliyorum.”
Şarkıyı dinlerken babaanne bağırıyor:
“Adı Yahya idi. Yahya Demirel. Ahretliğim torununa Yahya ismini koyacaktı da kaderi benzer diye koymaktan vazgeçmişti.”
“Ne alaka babaanne........
© Yeni Şafak
visit website