Kapısından girdiğimde tam 30 yaşındaydım. Bugün ben 42, Yeni Şafak ise 30 yaşında. Sayılarla ifade edilmesi veya ölçülebilir olması geçen zamanın içeriğini anlatmaya yetmiyor. “Dile kolay 30 yıl deriz” en azından. Neler sığdırılmış bu 30 yılın içine? İlk günden bugüne neleri taşıdı Yeni Şafak?
Bu yazıyı yazarken
“kıvranmadım” diyemem.
Yeni Şafak’ın 30’uncu yılı, benim 12’inci senem. Öncesinde bisikletle dağıtma tecrübem, imam hatip yıllarında nefes aldığımız sayfaları… Hangisini anlatsam diye sancılanırken imdadıma Yeni Şafak’ın Uluslararası Platformlar Koordinatörü Ömer Kablan yetişti. Ömer, iç yazışma uygulamamızdan muştuluyordu yine.
Ağzımı doldura doldura “Vay be!” dedim.
Yazdıkları şöyleydi Ömer’in: “Arkadaşlar selam. Yeni Şafak Urdu, artık Yeni Şafak uygulamasına 6. dil olarak eklendi. Bu süreçte emeği geçen yazılım ekibimize ve İslamabad›daki ekibimize teşekkür ediyorum. Her açıdan prestijli bir giriş oldu, Yeni Şafak adına önemli bir adım attık.”
Yeni Şafak’ın ilk tanıtımlarında kullanılan
“Türkiye’nin Birikimi”
sloganının öylesine söylenmediğinin ve gazetenin duruşundan taviz vermeden bu günleri inşa ettiğinin en son yansıması Urduca yayın yapan sitemiz oldu.
Yeni Şafak,
cismen bir gazete olmanın ötesinde
bu ülkeye dair derdi ve davası olduğunu hem yayıncılık serüveni hem de Türkiye’nin politik serencamında yüklendiği sorumluluklarla her daim gösterdi. Yeni Şafak’ın medya, siyaset ve sosyoloji alanlarında hayat okulu misyonu ise
dijitalleşme sürecinin başlamasıyla büyük bir ekosisteme dönüştü.........