Elde var üç film: Darbeleri unutmamak için...

Geçenlerde dijital platformları dolaşırken İkinci Dünya Savaşı konulu filmlerin çokluğu dikkatimi çekti. Yeni dünya düzeninde yer bulan her devletin İkinci Dünya Savaşı geçmişi acılarla ve büyük hikâyelerle dolu. Sinema ile propaganda ise Birinci Dünya Savaşı sırasında başlamış, İkinci Dünya Savaşı ile de büyük bir güce dönüşmüş.

Amerikan yapımı, hiç yaşanmamış uydurma hikâyelerle kandırılan halklar arasında bizler de varız. Çünkü sinemaya gereken değeri vermedik. Uzun bir tartışma. Nedenleri çok fazla lakin günün imkânları mazeret kabul etmiyor artık. Üstelik acısıyla-tatlısıyla gerçek, kuşatıcı çok güçlü hikâyelerin yaşandığı topraklarda yaşıyoruz. Türkiye’nin yakın geçmişi, özellikle de politik tarihimiz, “Bu kesin film yapılmalı, hatta kaç sezonluk dizisi olur” dedirten, yaşanmışlıklardan geçilmiyor. Özellikle de darbe dönemleri…

Bu kadar izahtan sonra asıl anlatmak istediğim meseleye geleyim. Evet, sinemada hayli geri kaldık ama artık yerinde de saymıyoruz. Bugün size yakın zamanda çekilen üç filmden bahsedeceğim.

Demokrat Parti hükümetlerinde 10 yıl boyunca Ulaştırma ve iki kez Milli Eğitim Bakanı, Meclis Reis Vekili, Devlet Bakanı ile Başbakan Yardımcılığı yapmış merhum Tevfik İleri, haliyle 27 Mayıs darbesiyle Yassıada’ya sürgün edilen isimler arasındaydı. ‘Elli Kelimelik Mektuplar’ filmi, 27 Mayıs sonrasında Tevfik İleri ve ailesinin başına gelenleri konu ediniyor. Sürgünde aylarca kötü muameleye maruz kalan Tevfik İleri, çektiği onca sıkıntıya ve hastalığına rağmen hayata tutunmaya çalışır. Elindeki tek imkân ise Yassıada’daki mahkûmlara yakınlarına yazmaları için müsaade edilen elli kelimeden fazla olmayacak mektuplardır. Sadık........

© Yeni Şafak