Bu sene o sene olsun!

Üzerinden 8 yıl geçti. Birkaç saat içinde ihaneti de gördük, destansı kahramanlığı da. Dün yine 15 Temmuz’u ve o kara geceyi konuştuk. “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” denildi adına.

Darbecilere karşı sergilenen büyük cesaret anlatıldı ekranlarda. Ortaya konulan cesaret ve atlatılan badire konuşarak tüketilecek, sıradanlaştırılacak, normalleşecek bir yaşanmışlık değil. 15 Temmuz Şehitler Makamı’ndaki TRT Haber yayınında o geceyi konuşurken, “Bu ruha ne kıyafet biçebiliriz ne de bir mekân. Türk bayrağı ve Anadolu topraklarından sirayet eden bir fıtrat ortaya konuldu” şeklinde tarif edebildim. Dahası ne olabilir ki? Yüz yıl önce de böyle değil miydi? Çanakkale’de, Maraş’ta, Antep’te, Urfa’daki o büyük kahramanlıklara şimdi kim burun kıvırabilir, hafife alabilir ki? Nasıl değersizleştirebilir ki? O gün ülkemizi işgale gelen milletler bile bugün saygı duyuyorlar. 15 Temmuz gecesi de bir vatan savunmasıydı. Çağın nesli, müdafaa etme sırasının kendilerine geldiğini görünce........

© Yeni Şafak