Sözü senet kabul edilen âlim: İsmail Saib Sencer
Geçen çarşamba günü gazetemizin birinci sayfasında “Süleyman Çelebi’nin ikinci kitabı mı?” başlığıyla yer alan haberi görünce sayfaları alelacele çevirip, ayrıntıları ilgiyle okumaya başladım. Önce bu kültür haberini özetleyeyim.
Marmara Üniversitesinde Türk–İslam Edebiyatı alanında doktora öğrencisi olan Nihal Çağman Türkmen, Atatürk Kitaplığında araştırma yaptığı sırada Mevlid yazarı Süleyman Çelebi’ye atfedilen bir eserler karşılaşıyor. Bu eser, Çelebi’nin meşhur “Vesiletü’n – Necat” isimli Mevlid’inin dışında başka bir çalışmasıdır. Bir risale hacminde olan bu eser muhtemelen Süleyman Çelebi Hazretlerinin Ulu Cami’de yaptığı vaazları ihtiva etmektedir.
Nihal Çağman Türkmen’e göre bu yazma Süleyman Çelebi’ye aittir. Çünkü Muallim Cevdet ve İsmail Saib Sencer gibi iki büyük kitabiyat âlimi aynı minval üzere kanaat belirtmektedirler, yani onlar da eserin Süleyman Çelebi’nin kaleminden çıktığını söylemektedirler. Biraz daha ayrıntı verecek olursak, Muallim Cevdet 1677-1678 yılları arasında istinsah edilen bu eseri muhtemelen bir sahafta buluyor. İnceledikten sonra Çelebi’ye ait olduğuna karar veriyor. Daha sonra bu düşüncesini Beyazıt Devlet Kütüphanesi hafız-ı kütübü, büyük allame İsmail Saib Efendiye de açıyor. O da aynı doğrultuda fikir beyan edince bu yazma risalenin Çelebi tarafından kaleme alındığı ihtimali kuvvetlenmiş oluyor. Muallim Cevdet’le İsmail Saib Hoca’yı az çok tanıyanlar, onların kitabiyat konusunda tam bir uzman olduklarını, sözlerinin senet kabul edildiğini tasdik ederler.
Ord. Prof. Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, İsmail Hami Danişmend, Bursalı Mehmet Tahir gibi otoriteler, İsmail Saib Sencer’i, “hallalü’l – müşkilat”, yani müşkilleri çözümleyen büyük âlim diye tavsif ediyorlar ve çeşitli yazılarında buna çarpıcı örnekler veriyorlar. Mademki söz buraya geldi, birkaç misal de biz arz edelim:
Erzurum Erkek Muallim Mektebi Tarih Muallimi Abdurrahim Şerif’in Ahlat Kitabeleri adıyla 28 Ağustos 1932’de neşrettiği bir eser vardır ki, sahasında en sağlam belgelere dayanılarak hazırlanmış bir araştırmadır. Tarihçi yazarımız eserin mukaddimesini şu cümlelerle bitirmektedir:
“Umumi Kütüphane (Bayezid Devlet Kütüphanesi) Müdürü aziz hemşehrim İsmail Saib Beyefendi’den çok kıymetli bilgiler........
© Yeni Şafak
visit website