Bir Milli Eğitim Bakanımız ve acı gerçek

Meşhur edebiyat tarihçilerimizden Nihat Sami Banarlı 2.7.1968 tarihli Meydan dergisinde “Tevfik İleri İçin” başlığıyla bir makale yayımladı. Merhumun bu yazısını geçen gün “Kitaplar ve Portreler” isimli eserde de görünce, bir kere daha dikkatle ve ilgiyle okudum. Banarlı, sözlerine eskiden okullarda yapılan mükâfat törenlerinden söz ederek başlıyor, şimdilerde unutulan bu güzel geleneğin tekrar programa alınmasını arzu ediyor. Bu konunun önemini vurgulamak için de esasen biz, bütün iyi âdetlerimizi kaybede kaybede bugünkü hallere düştük diye hayıflanıyor.

Ünlü edebiyatçımız ilerleyen sayfalarda ise, Milli Eğitim tarihimizin pırlanta isimlerinden biri olan merhum Tevfik İleri’yle ilgili hatıralarına yer veriyor. Buna göre, Tevfik İleri, Demokrat Parti iktidarının belki en vatansever, en milli duygularla dolu bir Maarif Vekilidir.

İleri, bütün gayretini harcayarak Maarif’te bilgili, dirayetli, mütehassıslardan oluşan bir istişare heyeti teşkil etti. Yapılacak her işte onların fikirlerine başvurmayı prensip haline getirdi. İleri sürülen fikirlerden bazıları kendi düşüncelerine, hatta Menderes’in isteklerine aykırı bile olsa, alınan kararları saygıyla karşıladı.

Tevfik İleri merhum, bakan olmadan önce bütün milliyetçi ve mukaddesatçı çevreler tarafından seviliyor ve sayılıyordu. Halk Partisi iktidarının son yıllarında Samsun’da bulunuyordu ve talebe kuruluşlarının başkanlığı takdirle karşılanıyordu. Nihat Sami Bey ise o sıralarda Hürriyet Gazetesinde yayımladığı yazılarda bu iktidarın yıkıcı maarif politikalarını ve Maarif’te yapılan fahiş hataları olanca şiddetiyle eleştiriyordu. İleri de, daha Samsun’dayken bu yazıları ilgiyle okuyordu. Milli Eğitim Bakanı olunca, Nihat Sami Bey’i hemen Ankara’ya davet ediyor, Maarifte, kendisinden sonra en yetkili mevkilerden birinde görev almasını istiyor, Halk Partisi iktidarı o zamanlar Nihat Sami Bey’in de hocalık yaptığı İstanbul Eğitim Enstitüsü’nü, Yüksek Öğretmen Okulu’nu ve İlköğretim Okulu’nu kapatmıştı. Ünlü edebiyat tarihçimiz yeni bakandan bu mektepleri açmasını rica edip Maarif’te sadece hoca olarak kalmak istediğini belirtiyor.

Bakan Bey, Nihat Sami Banarlı ile Ankara’da mutlaka birlikte çalışmayı istiyor. Hatta bir gün, “Benim Maarifi idarem bir tesadüftür, bu vazifeyi asıl sizler yapacaksınız” diyor. On beş gün sonra İstanbul’a........

© Yeni Şafak