Mahabad’dan ders çıkarmak

İsrail, kendi güvenliğini merkezinde bulunduğu coğrafyanın güvensizliğine dayandırıyor. Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Emirlikler örneğin, bu denklemi bildikleri ve İsrail’in şerrinden emin olmak için sorgusuz sualsiz itaat içindeler. İtaat etmeyenler ise on yıllardır istikrarsızlık, huzursuzluk, yoksulluk, terör ve iç karışıklıklarla uğraşıyorlar.

Muhammed Mursi’nin seçimle iş başına geldikten sonra bir darbeyle devrilmesi ve şehit edilmesi Mısır’ın iç dinamiklerinin değil, İsrail’in güvenlik kaygılarının neticesiydi.

Türkiye’nin on yıllar boyu yaşadığı sorunlar, darbeler, terör, ekonomik krizler, içerdeki kutuplaşmalar İsrail’in güvenlik endişelerinden ayrı düşünülemez.

İran’a yönelik ambargo, Lübnan’da bitmeyen kaos, Sudan’da katliam ve daha nicesi İsrail’in güvenlik kaygıları nedeniyle ortaya çıkan ve devam eden sorunlar.

PKK terörünü ya da her eylemleriyle İsrail’e can suyu veren IŞİD terörünü de İsrail’in güvenlik arayışlarının dışında tutmak mümkün değil.

Suriye’yi 4 parçaya bölmek, Arap, Dürzi, Nusayri ve Kürt devletçikleri oluşturmak da İsrail’in bu güvenlik arayışının bir neticesi. Suriye ne kadar bölünürse o kadar istikrarsız olur; ne kadar istikrarsız olursa, enerjisini o kadar içeriye yoğunlaştırır, Suriye ne kadar Lübnan’a benzerse İsrail o kadar güvenlik içinde........

© Yeni Şafak