Pirincin taşını bakalım nasıl ayıklayacaklar…


Kuram diyor ki… Hem ticaret hem de siyaset için hayati önem taşıyan bir iletişim uygulaması olan“

gündem belirleme

” (Agenda Setting), iki şekilde tezahür eder, daha doğrusu ‘etmeli’… Ya ortaya çıkmış/atılmış bir gündem konusunda ‘racon kesme’ şeklinde (pasif, reaktif) ya da ortada bir konu yokken tam da o konuyu kendiniz yaratarak, durduk yerde, dikkatleri bir anda üzerinize çekmek üzere hamle yaparak (aktif, proaktif)…

Örneğin,

Ekrem İmamoğlu

’nun

“Beni bir an önce yargılayın!” çıkışı…

Kılıçdaroğlu’nun

veciz “Buradayım be, buradayım!” söylemi…

Özgür Özel

Bey’in

AK Parti

seçmenine ve Cumhurbaşkanı’na sövdüğü için hüküm giyen kadını tutukevinde ziyaret edip sonra da onur konuğu olarak hem Parti Merkezi’nde hem de etkinliklerinde ağırlaması… Cumhurbaşkanımızın “Dünya 5’ten büyüktür” şeklindeki dünya gündemini belirleyen çıkışı… Ticari hayattan da pek çok örnek bulmak mümkündür…

Öte yandan

sivil

,

12 Eylül

travması altında inlemeyen yeni bir

Anayasa

tartışmasının ortaya atılması ise ‘gündem belirleme’ değil, ‘

konu yönetimi

’ dediğimiz, uzun soluklu bir iletişim adımıdır. Gündem belirleme gibi, dikkatleri istenen noktaya ‘anında’ ve ‘bir süreliğine’ odaklamak amacıyla atılan bir adım değildir.

Şimdi bu çerçevede

HÜDA PAR

Genel Başkanı

Zekeriya Yapıcıoğlu’nun

son çıkışına bir göz atalım: “Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim. Buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. O zaman onların bile anlayacağı bir şekilde söyleyeyim. Biz Anayasa’nın 4’üncü maddesi olmasın diyoruz.”

Anayasanın 4’üncü maddesi ne diyor? “Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

Peki Anayasa 1. madde ne diyor? “Türkiye Devleti bir........

© Yeni Şafak