Asgari ücret kimseyi memnun etmedi

2026 yılı için uygulanacak asgari ücret açıklandı ama ne işçi memnun ne de işveren.

Hükümetin ekonomi politikaları işçi ve işvereni öyle bir girdabın içine soktu ki, kimse mutlu değil, herkes zor durumda.

Açlık sınırının altında bir gelire mahkum kalan işçi çaresiz, maliyetleri artan işveren de çaresiz.

Malum, yeni asgari ücret net 28 bin 75 TL olarak belirlendi. Türk-İş kasım ayı açlık sınırını 29 bin 828 TL olarak açıklamıştı.

Bu yeni asgari ücret, ocak ayının sonunda ya da şubatın başında işçinin cebinde olacak. Daha bugünden açlık sınırının altında olan bu sözde zamlı maaş, işçinin cebine girdiğinde iyice kuşa dönmüş olacak.

Dolayısıyla işçiler bu beklentilerinden çok düşük asgari ücrete tepkililer. Öyle ki bugün seçim olsa hükümetin hiçbir şansı yok. Sandığa gömülür.

Gelelim işveren cephesine. Yeni asgari ücretin işverene maliyeti 40 bin 874 TL. Bu maliyetin içinde; 28 bin 75 lira net asgari ücret, 4 bin 624 lira işçinin SGK primi, 330 lira işçinin işsizlik sigortası primi, 7 bin 184 lira işverenin SGK primi, 660 lira da işveren işsizlik sigorta primi var.

Diğer ifadeyle işverene yük olarak, işçinin net asgari ücretinin üstüne 12 bin 800 lira da pirim yükleri eklenmiş oluyor.

Her ne kadar devletin işverene, her işçi için verdiği destek miktarı 1000 TL'den 1250 TL'ye çıksa da bu yok denecek kadar az bir meblağ.

Yüksek faiz sebebiyle finans maliyeti, hammadde, enerji, nakliye, vergi ve kiralardaki yüksek maliyetler, işçi maliyetindeki bu artışla birleştiğinde, işçinin düşük bulduğu maaş işveren için ödenemeyecek noktaya geliyor.

Esasen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, asgari ücret açıklanmadan birkaç gün önce, İstanbul'da düzenlenen BTP Başkanlık Divanı ve MYK toplantısında şu önemli tespitlerde bulunmuştu:

"Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanıyor. Ne işçi mutlu olacak ne işveren. Kesin sonuç budur. Açıklanacak........

© Yeni Mesaj