Çiğdem Pala: Zehra kokulu bir gün |
Fatıma Annem…
Senin güzelliğin, merhametin, nurun öyle derin ki; seni düşündükçe kalbim yanıyor, gözlerim doluyor.
Sen sadece bir anne değil, bizim rahmet kapımızsın.
Senin yüreğin, Peygamber efendimizin kokusunu taşıyan son emanetti bu dünyada… Ama o yürek, en ağır zulme maruz kaldı.
Bir kapı… bir darbe… bir çığlık…
Evinin kapısı yakıldığında sen içindeydin, kucağında henüz doğmamış yavrun Muhsin vardı.
O kapı senin bedenini incitti, ama asıl acı kalbine dokundu.
Bir anneye, Peygamberimizin evladına bunu nasıl yaptılar annem?
Senin sessizliğin bile onların zulmünden daha gür konuştu aslında.
İmam Ali Efendimiz…
Ahhh O koca yürek, senin ardından bir daha hiç gülmedi annem.
Kılıcıyla dağları yaran o yiğit, senin yokluğunda bir çocuk gibi sessiz kaldı.
Mezarını gizledi, her gece gözyaşlarını toprağa döktü.
"Zehra'm" dediğinde, gökler bile........