Bağımsız Türkiye Partisi olarak yurt genelinde sürdürdüğümüz "Geleceği Savunmak" program serisinin İstanbul ayağını geçtiğimiz günlerde Bahçelievler'de gerçekleştirdik.
Uyuşturucu, çeteleşme, kumar, sanal bahis ve ahlaki yozlaşma konularını yalnızca birer sosyal sorun olarak değil, bilimsel ve toplumsal kökleriyle ele aldık.
Amaç sadece bir farkındalık oluşturmak değil; aynı zamanda çözümün hangi temellere dayanması gerektiğini ortaya koymaktı.
Ben de bu programda konuşmacı olarak yer aldım ve konuyu özellikle ekonomik boyutuyla değerlendirmeye çalıştım.
Bugün açık yüreklilikle söyleyebilirim ki;
"Uyuşturucuya, kumara veya çeteleşmeye yönelen gençlerin davranışı bir 'kişisel tercih' değildir.
Aile, kültür ve ekonomi bu sürecin en belirleyici unsurlarıdır."