menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İmralı süreci ve ulus devletin kırılma noktası

21 9
27.11.2025

Türkiye yeniden bir kavşağın eşiğinde. "Eşit vatandaşlık", "psikolojik eşitsizlik", "duygusal kopuş" gibi kulağa yumuşak gelen söylemlerle servis edilen yeni süreç, gerçekte ulus devletin omurgasına yönelmiş çok boyutlu bir operasyonu işaret ediyor. Tartışmanın fitilini ateşleyen ise İmralı'ya gidiş kararıydı. Adına ister "komisyon ziyareti" deyin ister "temas", değişmeyen gerçek şu: Devlet, terör örgütüyle aynı düzleme çekilmeye çalışılıyor. Bu durum toplumda haklı bir infial oluşturdu.

Devlet vatandaşına zaten eşit hukuk sağlar. Türkiye Cumhuriyeti, 1923'ten bu yana tüm vatandaşlarını hukuk önünde eşit kabul eden bir sistem üzerine kurulmuştur. Ancak "eşit hissetme" tamamen farklı bir alandır. Bir vatandaş fakir–zengin, genç–yaşlı, şehir–taşra kıyaslamalarında kendisini psikolojik olarak farklı yerde görebilir. Bu insan olmanın tabii sonucudur.

Ama devletin görevi insanların psikolojisini değil, hukuku eşitlemektir. Psikolojik farklılık gerekçe gösterilerek devleti terörle aynı masaya oturtmak ise kabul edilemez.

Bugün "eşitlik algısıa" adı altında yönelen talep, gerçekte terör örgütüne meşruiyet alanı açma arayışıdır. Çünkü mesele çözüm değil, algı yönetimiyle bir siyasi düzen kurma gayretidir. Örgütü tüm Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi gibi gösteren dil, bilerek veya bilmeyerek büyük bir........

© Yeni Mesaj