Herkesin hayatında acımasız olduğu illaki bir yer var. İtiraf etmesi zor belki ama öyle. Herkesin hayatında illaki kıskandığı, görmek istemediği, paylaşmak istemediği, hazmedemediği, kendisine belki bir şey yaşatmasa da varlığına tahammül edemediği birileri vardır.
Herkesin bu hayatta en az bir zaafı var. Oraya takıldığında kendisini yerle bir edecek en az bir zaafı. Dolayısıyla önemli olan o karanlık yönlerimizi değiştirip dönüştürebilmek.
İnsan, nasıl kemâle erebilirim, nasıl yaşadığım hayattan lezzet alabilirim? Sorusunu sormaya başladığında, burası dünya, burada zevk, eğlence, huzur, mutluluk olmaz cevabıyla karşılanıyor.
Halbuki “Biz Kur’an’ı sana mutsuz olasın diye indirmedik.” Hitabıyla seslenen bir Yaratıcının, kendisine inananlarında hep bir atalet, bir vazgeçmişlik, bir bezginlik, bir bıkkınlık söz konusu çünkü.
Ne zaman Yaratıcıyla kullar arasındaki güven ve teslimiyet ilişkisi şekil değiştirdi, o zaman daha sağlıklı bir iletişim kurmak mümkün olacak.
“Yeri ve göğü........