Kabile liderleri mi, yurttaşların temsilcileri mi?

Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda merkezi (ortak) hükümet, tipik özelliklerinden sapma gösteren garip bir başkanlık sistemine dayanmaktaydı.

İki ayaklı bir başkanlık sistemi öngörülmüştü.

İlk ayağında KıbrıslıRumlar tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı ve KıbrıslıTürkler tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı yardımcısı vardı.

Ayaklardan biri sağa, biri sola gidebilir, biri hızlanırken diğeri yavaşlayabilir, biri dururken diğeri ileriye fırlayabilirdi!

Yani bu iki ayağın uyumlu olmasını gözetecek olan bir beyin yoktu!

Hem cumhurbaşkanı hem de yardımcısı, tüm halkı temsil edecek şekilde değil, komşu kabilelerin liderleri gibi anayasal sisteme dahil edilmişlerdi.

Bu liderleri, taşıdıkları ünvanların gerektirdiği davranışı göstermeye yöneltecek herhangi bir düzenleme yoktu.

Ama tam tersi vardı.

Onlar ofis kapılarında yazılı olan ‘cumhurbaşkanı’ ve ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ olmaktan çok, sadece kabilelerinin çıkarlarını korumakla mükelleftiler!

Ülke, halk, vatandaş ya da birey yoktu, sadece kabile vardı! Ve öyle kalmasına dair bir anayasal sistem kurgulanmıştı.

Ayrıca, sağcı-solcu, zengin-fakir, kentli-köylü, genç-yaşlı, kadın-erkek vs olmanın da anlamı olamazdı.

Herkes sadece kendi kabilesinin üyesiydi ve hep öyle kalmalıydı!

Gariplik sadece bununla sınırlı değildi.

Tipik başkanlık sisteminde öngörülmeyen bir de ‘Bakanlar Kurulu’ vardı.

Bakanlar Kurulu’nun üyelerinin, kendi etnik grubundan olmak üzere, Cumhurbaşkanı ve yardımcısı tarafından ayrı ayrı atanmaları ve ayni şekilde görevden alınmaları caizdi!

Yani kabile reisinin düşüncesi her yerde hakim kılınmalıydı!

Çünkü tek bir kabile, tek bir kabile reisi ve onun temsil edip koruduğu tek bir kabile çıkarı olmalıydı!

Kabile reislerinin, niçin ihtiyaç duydukları pek de anlaşılır olmayan ve atamayla gelen bu bakanlar kurulunun bazı kararlarını veto etmeleri mümkündü!

Sanki herşey bozulmak üzere kurgulanmıştı!

Bu durum Kıbrıslılar beyinsiz olduğu için ortaya çıkmamıştı!

Belki de milliyetçiliğin yükselişine koşut olarak beyinleri hasar görnüştü!

Kıbrıs için öngörülen başkanlık sistemi çalışmadı.

Halkın desteğiyle yani yurtdaş oyuyla değil, büyük oranda kabile içinde oluşturdukları tekel eliyle iktidara gelen ‘cemaat liderleri’ azlaşmazlığa düşünce kıyamet koptu.

Halbuki onların liderleri, sümürge yönetiminin son 5 yılı hariç, anlaşmazlıklarını........

© Yeni Düzen